19 Mart 2013 Salı

DÜNYANIN EN FAYDALI BİTKİSİ


Yrd. Doç Dr. Ömer Coşkun hastalıklar ve hastalıklardan kurtulmak adına önemli açıklamalarda bulundu. Kendisinin bizzat hazırlayıp sunduğu Hastaların Dilinden programında çörek otunun önemini bir kez daha belirtti.
Çörek Otu

Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “ Çörek otunu ben 25 yıl araştırdım. Ömrümün çeyrek asrını çörekotuna verdim. Ve ulaştım ki; çörekotunun hiçbir yan etkisi yok. Bu bitkiyi bir yaşındaki çocukta kullanabilir, yüz yaşındaki bir insan da gönül rahatlığıyla kullanabilir. Yeter ki çörekotunu kullanmayı bilelim. ” dedi.

Çörekotunun nasıl kullanacağına dair küçük bir örnekle anlatan Dr. Ömer Coşkun; “Çörekotu eğer kilo alma amacıyla kullanılacaksa tatlı niyetine yenmelidir. Çörekotu pekmezle veya balla karıştırılarak kilo alınabilir. Fakat burada dikkat edilmesi gerek çörökotunun nasıl kullanılacağıdır. Diyelim ki kişi 70 kilo. Bu kişi günde bir tatlı kaşığı çörekotunu bal veya pekmezle karıştırarak kilo alabilir. Veya kişi 50 kilo ise bir çay kaşığı çörekotunun aynı şekilde bal veya pekmezle karıştırarak kilo alabilir.”

Ayrıca Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun çörekotunun dünya üzerinde her derde deva tek bitki olduğunu vurgulayarak, peygamber efendimiz’den (SAV) alıntı yaptı. “Şu kara ot, şu çörek otu, ölümden gayri her şeye devadır. Diye buyurmuştur peygamber (SAV) efendimiz.”

GRİBAL ENFEKSİYONA KARŞI KÖKLÜ BİR ÇÖZÜM


Halk arasında “Bitkilerin şifresini çözen adam” oalrak bilinen, bitkiler üzerinde yaptığı bilimsel çalışmalarla tüm dünyaya kendini kabul ettirmiş olan Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun gribal enfeksiyonlardan korunmanın yolunu açıkladı. Meyan kökü sayesinde hiçbir gribal enfeksiyon size zarar veremez" dedi.

Meyan Kökü
Dr. Ömer Coşkun; “Meyan kökü gribe nezleye birebir iyi geliyor. Meyan kökünün mikrop öldürücü özelliği vardır. Virüslere karşı çok başarılı bir bitkidir. Böyle zaman zaman ortaya çıkan grinbal enfeksiyonların tümünde kullanılabilecek bir bitkidir. Çin gribi, yok affedersin malum hayvanın (domuz) gribi veya uzak doğuda ortaya çıkan sars gibi viral hastalıklarda meyan kökü birebirdir. Peki, meyan kökü nasıl kullanılması gerekiyor? Öncelikle meyan kökünü soğuk suda demlemelisiniz. Akşamdan ılık veya soğuk suya biraz meyan kökü koyup sabah içilmelisiniz. Bu sayede göreceksiniz hiçbir gribal enfeksiyon size zarar veremeyecek.” dedi.

18 Mart 2013 Pazartesi

TÜRKİYE'DEKİ BİTKİLER 6 MİLYAR İNSANA YETER

Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun

 Bitkiler üzerine yaptığı çalışmalar ile kendisini tüm Türkiye’ye kanıtlamış olan Dr. Ömer Coşkun bitkiler hakkında önemli bilgiler verdi. Ayrıca Türkiye’deki işsizlik sorunlarına da kısaca değinen Coşkun, “Bitkilerin Âdem ile Havva’dan bu yana dünya üzerinde vardır. O dönemlerden bu yana da birçok hastalıklar bu bitkilerle tedavi edilmiştir.” Diyerek devam etti:


Dr. Ömer Coşkun; “Türkiye’nin her yerine yetebilecek kadar bitkiler zaten Allah tarafından yaratılmış. Bugün Adana’da, bugün ülkenin dört bir yanında 6 milyar dünyalıya yetecek kadar bitki var. Anadolu’da da ne yiğitler var şuanda ama bir kısmı kahve köşelerinde sürünüyor. Vallahi ben üzülüyorum bu duruma. Ayrıca yurdumuzda engelli, ayağa kalkacak durumu olmayan vatandaşlarımız da mevcut. Bu ülkede kimin dili dönüyorsa diliyle, kimin gözü görüyorsa gözüyle, kimin bedeni yetiyorsa bedeniyle iş yapmalıdır. Bu ülke dünyanın bir numarası olmaya aday. Hz. Peygamber döneminde henüz daha 40 kişi olmuşlar, Hazreti Ömer ile birlikte 40 kişi. Koca bir dünya ya puta tapıyor ya ateşe tapıyor ya da başka şeyler peşinde. Hazreti Ömer buyuruyor ki; ya Resulullah. Gidelim Kabe’yi tavaf edelim. İlk defa Müslümanlar çıkıyor tavaf ediyorlar biz varız diyorlar. Bitkiler Adem A.S yaratıldığından beri insan oğlu için en büyük gıda kaynağı. Bunu yaratan Allahtır. Allah buyuruyor ki; hastalandığımda bana şifayı veren o.”

Doktor Ömer Coşkun’dan Tüm Engellilere Davet
Türkiye’nin İlk ve Tek Herbalist Akademisyen Doktoru Yrd. Doç Dr. Ömer Coşkun ayrıca tüm engelli vatandaşlarımıza çağrıda bulundu. DR TV ekranlarında kendisinin bizzat hazırlayıp sunduğu televizyon programında engelli vatandaşlarımıza yardım eli uzatacağını açıkladı.


Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “Bizler burada engelli kardeşlerimizle şunu sunuyoruz; iş benden, finans benden, maaş benden, özlük hakları benden… Ben Türkiye’de ki tüm engellileri merkezimize davet ediyorum. İllaki ayağı ile değil mail ile, telefon ile bu işe başlayabilirler. Bizimle irtibata geçmeleri yeterli.” diyerek Türkiye’deki tüm engelli dostlarımıza iş kapısı açmak için ilk adımı atmış bulunuyor. Bakın dünyanın en büyük sistemlerinden biri Network Marketing’dir. Yani insanlar oturduğu yerde, yattığı yerde bu bitkileri alıp satabilir. Örnek veriyor bir bitkinin fiyatı 1 lira. Buradan 50 kuruşa alır biraz gayret eder 1 TL’ye satar. Ay başında banka hesabında da parasını görür. Ekmek parası olur. Ufak tefek ihtiyaçlarını karşılayabilirler.”

16 Mart 2013 Cumartesi

DEPRESYONDAN UZAK DURMANIN YOLU "MEYAN KÖKÜ"


Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun bizzat kendisinin hazırlayıp sunduğu Hastaların Dilinden Programı'nda meyan kökünün öneminden bahsetti. Nelere faydalı, nasıl kullanılması gerektiğinin önemini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun;  Meyan kökü strese ve depresyona karşı en iyi koruyan bitkilerden birisidir." dedi.

Meyan Kökü
Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; "meyan kökü özellikle içerdiği şeker yani glikoz anlamında içecekleri tatlandıran bir bitkidir. Yurt dışında gliserizin adıyla biliniyor ve satılıyor. Bunu bal haline getirenler dahi var. tatlandırıcı olarak kullananlar da mevcut. Fakat bence meyan köklü orijinali bozulmadan kullanılmalıdır. Yani bir bardak veya şöyle 500 ml. bir doğal kaynak suyuna bir tatlı kaşığı kadar meyan kökü konup 4-5 saat en az demlenirse harika bir içecek olur. Bunu çocuklarımıza alıştırırsak onların gelceği açısından çok önemli bir adım atmış oluruz. Yani 2 yaşındaki, 3 yaşındaki çocuk çok rahat meyan kökünün tadına alışabilir. Bir müddet sonra hakikaten onun için vazgeçilmez bir içecek olur. Meyan kökü kesinlikle bağımlılık yapmaz. Strese, depresyona karşı en iyi koruyan bitkilerden biridir. Ayrıca ülsere ve gastrite karşıda tedavi destek anlamında kullanılabilecek harika bitkidir."

14 Mart 2013 Perşembe

MUTLULUĞUN FORMÜLÜ “MELİSA”


Dr. Ömer Coşkun kendisinin bizzat hazırlayıp sunduğu Hastaların Dilinden Programı’nda erkekler ve bayanlara önemli tavsiyelerde bulundu. Melisa bitkisinin önemine değinen Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun, çilek ve muz meyvelerin mutluluk verdiğini söyledi.


Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “Melisa tüm dünyanın tanıdığı bir bitki. Halk arasında ‘oğul otu’ olarak da biliniyor. Melisa bitkisi; beyinde mutluluğu arttıran endorfin gibi hormonlara destek veriyor. Endorfin mutluluk hormonudur. Muzda ve çilekte de endorfin arttırıcı maddeler bulunur. Bunun dışında melisa sıcak suyla temas ettiğinde içinde bir takım mutluluk verici maddeleri suya geçiriyor. Yani, siz böyle bir süzen poşet sıcak suya koyduğunuzda renk değişiyor.  Bu renk değişimi özellikle beyini etkileyen faydalı maddelerin suya geçtiğini gösteriyor.”


Bitkileri kullanırken dikkat!
Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “Mümkünse bitkisel çayları şekersiz için. Çünkü şeker bir takım endüstriyel basamaklardan geçiyor ve yapısı değişebiliyor. En güzeli bitki çayına şeker koymamaktır. Bir diğer dikkat edilmesi gereken metaldir. Diyelim çayınıza şeker koydunuz. Ne yapacaksın? Bir kaşığı sokacaksın içine, karıştıracaksın. Bu sırada bizim haberimiz olmadan bu metal kaşık bir takım reaksiyonlara uğruyor. Yani biz farkında olalım ya da olmayalım sıcak bitki çayının içine metal değdiğinde istemediğimiz bir takım reaksiyonlar oluşuyor. Bu yüzden bu önerilere lütfen dikkat ediniz.”

13 Mart 2013 Çarşamba

GÖĞÜS KANSERİ HASTALIĞI VE RİSK FAKTÖRLERİ


Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun göğüs kanseri hakkında bilgiler verdi ve tüm kadınları uyardı.

Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “Meme kanser her 8 kadında birinde görülüyor ve tedbir almak gerekiyor. Bir gün kapını aniden meme kanseri çalabilir. O yüzden bu kanser aman dikkat diyoruz. Aslanpençesinden, zerdeçala kadar kanserden koruyucu bitkiler var. Bunları mutlaka kullanın. Peki, meme kanserine yol açan risk faktörleri nelerdir? Çocuk olmaması, yani bir kadının evlenmemesi, evlendiği halde çocuğu olmamasıdır. Yani, kadının çocuk emzirmemesi meme kanseri için risk faktörüdür. Kadınlar tavsiyem evlenin, çocuk sahibi olun ve emzirin. Ayrıca obezite, yani şişmanlık da meme kanseri için risk faktörüdür. Egzersiz yapmamak, alkol almak, hormon tedavisi de risk faktörleri arasındadır. Kısaca ve kolay anlatımla, memede ele gelen bir şişlik varsa hemen doktora başvurmanızı tavsiye ederim.”

Göğüs Kanseri’nin Çözümü İse Şifalı Bitkiler!
Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun göğüs kanserine çare olabilecek şifalı bitkilerden bahsetti. Göğüs kanseri hastalığında ve bu hastalıktan ötürü oluşan rahatsızlıklarda herkesin rahatlıkla kullanabileceği bitkilerin altını çizdi.

Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun ;” kanserli insanlarda en önemli sıkıntılardan biri enfeksiyondur, diğeri ise iltihaptır. Bir kanser bitkilerle yok edilebilir ama bu sırada hasta hayatını kaybetmesin diye enfeksiyona ve kanamalara karşı bitkiler kullanması gerekir.

Civanperçemi ve çobançantası bitkisi kanamayı önler. Civanperçemi, yumurtalıkta oluşan kisti küçültüp normale döndürmede faydalıdır. Adet düzensizliğini yok eder.

Ruşeyin, bir ton buğdaydan 1 kilo elde edilen, 2008 yılında dünya kanser kongresinin 1 numaralı gündemi olan bir bitki. Hala bugün onkologlar yazmıyorsa, kanserle uğraşan doktorlar bunu bilmiyorsa, bu benim kusurum değil. Açık ve net söylüyorum.

Çörek otu, ölümden başka her şeye deva, kanserin yok edicisi, Evet, kanseri yok ediyor. Ben bugüne kadar yüzlerce bilimsel çalışma yaptım, bunları boşuna yapmadım, insanlık için yaptım ve bir milyonu aşkın insana bu bitkileri tavsiye ettim.

Yoğurt otu, lenf bezlerinde bir sıkıntı varsa eğer yoğurt otu kullanılmalıdır. Yoğurt otu, lenf bezlerini temizleyecek olan önemli bir bitkidir. Halk arasında yapışkan otu da derler. Yoğurt otu boynunuzu, akciğerlerin çevresini, koltuk altını tertemiz yapar. Elektrikli süpürgeyle süpürülmüş gibi her tarafı pırıl pırıl yapar. Kırkkilit otu metastazda çok başarılıdır. Kanserin yayılmasını engeller.

Safran; kanserde en önemli bitkilerden biridir. Safran günde 1 gramı aşmamak şartıyla, kullanıldığında meme kanserinde tarihin gördüğü en önemli başarıyı elde etmenizi sağlar.İsteyen getirir laboratuarda dener. Bakalım ben doğru mu söylüyorum yoksa yanlış mı? diyoruz. Peki meme kanseri metastaz yaptığında ne olacak? Özellikle lenf sisteminin temizlenmesi gerekiyor. Şekilde görüldüğü gibi, memede maalesef bu şekilde 5 cm kanser var. Meme yüzeyinde portakal kabuğu görünümü ciddi bir risk. Hemen doktora gidin. Bu portakal kabuğu görünümü, meme kanseri işareti olabilir, diyoruz. Meme kanserinde bu şekilde ciltte aşırı değişiklikler olabiliyor. Özel yöntemlerle meme kanseri teşhis edilebiliyor. Tabi ki akciğerde de görülebiliyor. Akciğere yayılabiliyor. Akciğerde görülmesi sıkıntılı iş."

CİLDİNİZ İÇİN ÖNEMLİ BİTKİLER


Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun cilt bakımı ile ilgili evde hazırlayabileceğiniz ve kolay ulaşabileceğiniz yöntemler açıkladı. Cilde faydalı birçok bitkiye değinen Coşkun, tüm Türkiye’nin doğru olarak bildiği fakat yanlış bir yaklaşım olan “komşuma bu ilaç yaradı bende kullanayım” düşüncesinin de ne kadar yanlış bir düşünce tarzı olduğunun altını önemle çizdi.

Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “Cildi temizleyen bitkilerden bahsetmek istiyorum. Bu bitkiler inanılmaz derecede faydalıdır. Cildi temizliyorlar, cildi arındırıyorlar. İlk olarak “Borago Officinalis” yani “Hodan”. Hodan; cildimiz için çok gerekli bir bitki. Karahindiba; artık günümüzde gittikçe unutulan değerli bitkidir. Aslında eskiden salata olarak yenirmiş. Pazar yerlerinde satılırmış. Ama artık kimse kullanmıyor. Bir diğer bitkimiz ise “Melisa”dır. Bu olayın stres boytunda devreye girer. Vücuda rahatlık verir. Vücudu arındırmak deyince akla harika bir bitki geliyor, “Enginar.” Pazaryerinden bir enginar dilimi alıp bir bardak suda 5 dakika kaynatın, ılıdıktan sonra suyunu için. 21 gün buna devam edin. Cildinizin nasıl arındığını fark edersiniz. Bir diğer Cilde iyi gelen bitkimiz ise “kereviz”dir. Kereviz tohumu veya kerevizin kendisi cildi arındırmaya yardımcı olur. Ben insanlara özellikle kereviz suyu veya elma suyu tavsiye ediyorum. Yarım bardak kereviz suyu üstüne, yarım bardak elma suyu koyun ve afiyetle için. Cildinizdeki değişime tanıklık edin.”
Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “tabi bu verdiğimiz bilgiler önemli fakat bu konuyla bağlantılı ama farklı bir konuya da değinmek istiyorum. Hani komşuya iyi gelmiş, bende kullanayım düşünce tarzı var ya, işte bu kesinlikle yanlış bir davranış biçimidir. Hele de tıbbi kremler çok tehlikelidir. Özellikle kortizon içeren kremler. Düzenli kullanıldığında kortizon içeren kremler 5 günden sonra cildi inceltiyor ve sonuçta kalıcı hasarla yol açıyor. O yüzden mutlaka cildiye uzmanı denetiminde, yani bir dermatoloji uzmanı denetiminde bu kremleri kullanmak gerekiyor. İşte komşunun elinde şu varmış, bende süreyim. Bu yanlış! Fakat bitkisel ürünleri 7 den 70 e herkes gönül rahatlığıyla kullanabilir.”

12 Mart 2013 Salı

YUMURTA KOLESTEROLÜ ARTTIRMIYOR!


Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun Hastaların Dilinden Programında yumurtanın kolesterol ile ilişkisini değerlendirdi. Sonuç; yumurta kolesterolü arttırmıyor.


Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “Yumurta 9 bin küsur insan üzerinde araştırıldı. Bu kişilere düzenli bir şekilde yumurta yedirildi. Sonuç ne çıktı dersiniz! Hiçbirinin kolesterolü yükselmemiş. Hani hatırlarsanız bir fırtına koparıldı zamanında ne dendi, aman ha aman yumurta yemeyin, yumurta kolesterolü arttırıyor. Bakın Medical Science Monitoring, yani dünyaca ünlü bir tıp dergisinde; 9734 kişi en az 6 yumurta yemiş ve kolesterolleri, kalp krizi ve inme riski de artmamış. Bunlar hep bilimsel çalışmalar. Tüm araştırmalardan çıkarılan sonuç: kolesterolü düşürmek kalp krizinden ölümleri azaltmıyor. Cardiyovascular Disease kitabında yer alan bir sonuç. Amerika’da acil servislerde kalp krizi tanısı konan hastaların yarısında kolesterol düzeyleri normal bulunmuş. Yani yıllar bizi kolesterol masalıyla aldattılar maalesef. “

Her Şeyin Fazlası Zarar

Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun her şeyin fazlasının zarar olduğunu belirterek yumurtayı da sürekli yememek gerektiğini, bir gün yiyip bir gün yemesek de yumurtadan tam verimli bir şekilde faydalanılabileceğini söyledi.


Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “Buradaki bilimsel çalışmada yenebilecek maksimum miktarı göstermiş. Bir insan pazar günü hariç haftanın her günü yumurta yese bile kolesterol artmıyor. Kalp krizi riski artmıyor. Dikkat ederseniz Amerika’daki bu araştırmada en az 6 yumurta yedirmişler. Maksimumu bu, yani her gün bir yumurta. Fakat benim tavsiyem bir gün yiyin, bir gün ara verin. En güzeli de haşlanmış yumurtadır.”

11 Mart 2013 Pazartesi

GÖĞÜS KÜÇÜKLERİ BÜYÜTMEK ARTIK ÇOK KOLAY


Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun göğüslerinin küçüklüğünden muzdarip olan kadınları ilgilendiren çok önemli açıklamalar yaptı. Bitkisel kürler ile küçük göğüslerin büyüyebileceğini belirten Dr. Ömer Coşkun “boy otu bunun için ideal bir bitkidir” dedi.

Yaptığı açıklamada Dr. Ömer Coşkun bazı kadınların küçük göğüslerinden şikâyetçi olduğunun altını çizerek bu sorunun çözümünün yine doğada olduğunu vurguladı. El ile boy otunu ozon yağı ile karıştırarak göğse masaj yapıldığı takdirde 6 aylık bir kullanım sonucu göğüslerin büyüyeceğini söyledi. El ile hazırlanan kürün masaj yapılarak sürülmesi göğüsteki dolaşımı arttırdığından ve bitkinin esanssal yardımıyla da istenilen sonucun alınacağını belirtti. Ayrıca bizzat kendisinin formülize ettiği ‘kadınlara özel set’ ile de aynı sonucu daha hızlı bir şekilde elde edebileceklerini söyledi. 

ERKEK ÇOCUKLARA FİTİL VERMEYİN



Dr. Ömer Coşkun Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen bir açıklama yaptı. Erkek çocuklarına verilen fitil homoseksüelliğe yol açtığını belirtti. Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun yaptığı açıklamada ülkedeki homoseksüel sayısının arttığına ve bunun nedenine dikkat çekti. İşte Dr. Ömer Coşkun’un o açıklaması:

Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “toplumumuzda homoseksüellerin sayısı neredeyse heteroseksüellerin sayısını geçmekte. Gün geçtikçe artan bu durumun kökeninde ise fitil vardır. Küçük yaştaki çocuklara verilen fitil, çocuğun o yaşlarda haz almasına neden olduğundan vücudun istem dışı testosteron hormonunu az salgılamasına sebep olur. Bu sebepten dolayı fitil kullanan çocuklar ergenlikle birlikte cinsen tercihlerini hem cinslerinden yana kullanma oranı artmaktadır. Testosteron seviyesi düşük kişiler; çakşır kökü kullandığında vücutlarındaki testosteron değeri artar. Böylelikle kendilerini daha erkeksi hissederler. Bu yüzden de ebeveynler küçük erkek çocuklarına fitil yerine çakşır kökü vermeyi ihmal etmemelidir “ dedi.
Haber: Çağrı SARIER

ÇÖREK OTU HAKKINDA BİLMEDİKLERİNİZ

Çörekotu

Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun çörek otu hakkında hiç duymadığınız bilgilere değindi. Hx. Adem A.S cennetten dünyaya indirildiğinden beri çörek otunun var olduğunu belirten Coşkun şöyle devam etti.

Dr. Ömer Coşkun; “insanoğlu yaratıldığından beri, Hz. Adem A.S cennetten dünyaya indirildiğinden beri çörek otu var. Biz bunu arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara göre söylüyoruz. Yani bir höyük araştırılıyor, bir bakıyor içinde ballı çörek otu macunu var. Yani 5.000 yıllık çörek otu macunu şu anda elimizde var. Bu çörekotunun iki kullanımı şekli var. Biri baharat olarak; yani yemeklere, çöreklere koyarak ev hanımlarının kullandığı ki bu tedaviye destek değildir. Bu klasik bir yemeğin tadını veya bir pidenin tadını güzelleştirilmesine yardımcı olur. Bu ev hanımlarının yaptığı, yapacağı bir şey. Çörek otunu öğüttürmüşsün kullanıyorsun, elbet zararı yok, faydası var. Fakat sen bunu bir sağlık probleminde tedaviye destek amacıyla kullanacaksan o zaman işler değişiyor. En azından günde 1 tatlı kaşığı öğütülmüş çörekotu alman gerekiyor. En azından diyorum, oda eğer ağzı açık bir kapta muhafaza edilmişse. Yani oksijenle, havayla temas etmişse ya da yaz dönemindeki sıcaklık bitkinin içindeki yağları erittiği için faydası çok azalıyor. Çörekotunun iyi muhafaza edilmesi gerekiyor. Çünkü içinde uçucu bir yağ var. Bu yağı sen almazsan bedenine sağlık açısından faydası dokunmaz. O yüzden diyorum soğuk pres edilmiş çörek otu kullanmalısınız. Sıcak yöntemlerle, 100 litre yağ çıkarıyorsan, soğuk presle sen 30 litre yağ çıkarırsın. Sıcak presle çörekotunun yağını çıkardığın zaman onda bulunan  uçucu yağlar etkisini kaybediyor ve yağın hiçbir faydası kalmıyor. Mesela ada çayı içinde aynısı geçerli. Adaçayını kaynattın mı geçmiş olsun! Faydası yok. Kaynatmayacaksın! Çörekotu da aynı şekilde çorbanın içine koydun, sürekli kaynat sonra o çörekotundan medet bekle hayır! O yüzden ben insanlara diyorum ki öğütülür, öğütülmez illa öğüttürecekseniz çörek otunu hemen kapalı ağzı sıkı bir kavanoza koyun, cam kavanoza. Plastiğe koydunuz mu yine faydası yok. Cam olacak. Ağzı sıkı kapalı olacak. Kullanacağın zaman açacaksın 1 tatlı kaşığı alıp hemen kavanzu kapatacaksın.“

10 Mart 2013 Pazar

Bitkilerin Dilinden: DİYABETE İYİ GELEN BİTKİLER

Bitkilerin Dilinden: DİYABETE İYİ GELEN BİTKİLER: Dr. Ömer Coşkun tüm şeker hastalarını ilgilendirecek çok önemli açıklamalarda bulundu. Dünyadaki modern tıpta diyabet hastalığının çares...

8 Mart 2013 Cuma

ERKEN MEZOPOZU ÖNLEMENİN EN DOĞAL YOLU



Dr. Ömer Coşkun Hastaların Dilinden Programı’nda erken menopoza değinerek, eski hastasının bu rahatsızlığından nasıl kurtulduğunu anlattı.

Dr. Ömer Coşkun; “bazen toksinler, yani tarım zehirleri, bazen gıda katkı maddeleri, bazen de aşırı stres FSH dediğimiz hormonun 20’nin üzerine çıkmasına neden oluyor. FSH dediğimiz hormonun 20’nin üzerine çıkmaması gerekiyor. 20’nin üzerine çıktığı zaman tıpta yaşı kaç olursa olsun menopoz diye adlandırılır. Ben bu hastalık için civanperçemi, aslanpençesi, çobançantası, hayıt tohumu gibi bitkileri öneriyorum. Erken menopozdaki kadınlara bu bitkiler ile dertlerine çare bulabilirler.”

ZAYIFLATAN MUCİZE YAĞ


Doktor Ömer Coşkun bildiğiniz bir tabuyu daha yıktı. Yağ ile zayıflama! Dr. Ömer Coşkun ANC TV ekranlarında yayınlanan, bizzat kendisinin hazırlayıp sunduğu Hastaların Dilinden Programında Zayıflatan yağ’dan bahsetti.
Çörek Otu ve Çörek Otu Yağı



“Şişmanlık bir dert. Çörek otu şifa sabah öğlen akşam yemekten yarım saat önce çörek otu alındığında zayıflatır. Benim 1 gr. fazla yağım yok vücudumda. Bunu çörek otuna borçluyum, biberiyeye borçluyum, fundaya borçluyum, kullandığım bitkilere borçluyum. Özellikle çörekotuna borçluyum. Şimdi insanlar yağdan kaçıyor. Yağ işte kilo yapar mı? Yapmaz ama doğru yağı yerseniz yapmaz. Hangi yağ, nasıl alacaksın bunu bilmeniz lazım. Ben diyorum ki; dünyanın en şifalı yağı çörek otu yağıdır. Çörek otu yağını aç karına aldığında zayıflatır.“

7 Mart 2013 Perşembe

DİYABETE İYİ GELEN BİTKİLER


Dr. Ömer Coşkun tüm şeker hastalarını ilgilendirecek çok önemli açıklamalarda bulundu. Dünyadaki modern tıpta diyabet hastalığının çaresi olmadığını belirten Coşkun, şeker hastalığını şifalı bitkilerle silebilirsiniz dedi.

Dr. Ömer Coşkun; “İnsanlar neden şeker hastası olur? Tabi ki krom eksikliği yüzünden şeker hastası oluyorlar. Bugüne kadar en az 100.000 şeker hastası önüme geldi. Bu insanların ortak derdi; ağız kuruluğu, çok su içme, çok idrara çıkma, bazen çok yemek yeme, bazen bulantı, bazen geçmeyen ishal, bazen damar tıkanıklarından dolayı, bazense yürüme zorluğundan bacaklarda kramplara kadar, sinirlerdeki yıpranma nedeniyle ayak uyuşukluğuna kadar birçok belirtiyle insanlar bize başvurdu. Biz onlara ne önerdik? İlk olarak tarçın. Yıllardır kendimi paralıyorum, tarçın tarçın diye. Bu kabuklu tarçını bütün şeker hastaları kullanmalı. Çünkü bu kabuğun içinde özellikle krom var, kromiumpikolinat; yani kan şekerini dengeleyen bir madde var. Pankreastan ensülin üretilirken mutlaka kroma ihtiyaç vardır. Tarçın bize bunu doğal yoldan sunuyor. Ama biz tarçını eskiden zannediyorduk ki sadece sütlacın, aşurenin üstüne konur. Böyle alınır oda çok düşük bir miktar, yani şöyle azcık üstünde gezdirirler tarçını, o tarçın yeterli değildir. 3 gr. boru tarçın günde alındığında ve 21 gün devam ettirildiğinde yapılan bilimsel çalışmalar kan şekerinin düştüğünü, dengelendiğini gösteriyor” dedi ve ekledi:

Dr. Ömer Coşkun; “bunun dışında mutlaka alınması gereken bodur otu gibi bitkiler de var. Bunlar ne yapıyor? Pankreasın çalışmasına yardımcı oluyor. Hücrelerini yeniliyor. Kısaca; ben en basitinden boru tarçın diyorum. Çayınıza boru tarçını koyun, hatta çorbanın içine bile koyabilirsiniz. Bir tatlı kaşığı tarçın yeterlidir. Bu muhteşemdir. Çörek otu onlarca uluslararası çalışmamda gösterdim, çörek otu pankreası yeniliyor. Dünyada ilk defa pankreasın çörek otuyla yenilendiğini biz gösterdik. Şeker hastaları tüm bu bitkileri dediğim şekilde kullanırlarsa kendilerindeki değişmeyi fark edeceklerdir.”

5 Mart 2013 Salı

LÖSEMİ HASTALIĞINA BİTKİSEL ÇÖZÜM


Dr. Ömer Coşkun Hastaların Dilinden Program’ında Lösemili bir hastayı konuk olarak aldı. Ona bitkilerin şifalarından bahsederken hastalığında kullanması gereken şifalı bitkileri söyledi.

Dr. Ömer Coşkun; “gıda anlamında meyveleri hiç bırakmayın. Size en güzel gelecek meyve nardır mesela. Kronik lösemi de nar bir mucizedir. Narın suyunu içebilirsiniz. Ayrıca, narın kabuğunu atmadan, zarı ile birlikte 5 dakika kaynatabilirsiniz. Nar kabuğunun tadı biraz acıdır ama müthiş faydalıdır. İçinde çok önemli maddeler vardır. Özellikle anti tümörel maddeler içermektedir. Yani nar iyi keşfedilse, onların ince zarı bile gelecekte ilaç olacaktır. Bizim Elacık Asit dediğimiz çok muhteşem bir madde var narın içinde. Ayrıca sindirim sistemi için, bağırsaklar için, mide için çok faydalı bir gıdadır. Bunun dışında ikinci sırada elma gelir. Elmayı 1 tane 2 tane 3 tane yiyin. Elam da çok önemli. 3. Sırada ise mutlaka bir C vitamini almanız gerekmektedir. C vitamini ister portakal, ister Limon, ister Kivi, isterse patatesten alabilirsiniz. Ayrıca kuş burnu ve Hibiskus gibi maddeleri de kullanmalısınız. Bunların içinde de yeterli vitamin var. “

4 Mart 2013 Pazartesi

TOPRAĞI TEMİZLEYEN AĞAÇ

JOJOBA AĞACI

Dr. Ömer Coşkun Tüm dünyayı ilgilendirecek bir açıklama yaptı. Kendi programında bitkilerden bahsederken toprağı zararlı maddelerden arındırmanın yolunu açıkladı.

Dr. Ömer Coşkun; “yani toprağın içinde istediği kadar tarım zehirli olsun istediği kadar kurşun, civa, kadmiyum, arsenik gibi insan bedenine son derece zararlı maddeler olsun jojoba temizliyor. yetkililerin jojoba ağaçlarını alıp çoğu yere dikmesi gerekiyor. Bütün orman müdürlükleri ile bütün tarım müdürlükleri, bütün ziraat mühendisleri bu jojobayı dikmek zorunda. Ben doktorum, politikacı değilim. Politikacıların yapması gerekenleri söylüyorum. Çünkü ben bu ülkeyi seviyorum. Jojoba ağacını dikerseniz yedi ceddiniz size dua eder. Çünkü biodizel var. “

3 Mart 2013 Pazar

AKCİĞER TEMİZLEME KÜRÜ


Akciğer Kompostosu Tarifi

Zerdeçal
Dr. Ömer Coşkun bizzat kendisinin hazırlayıp sunduğu “Hastaların Dilinden Programı’nda” akciğer hastaları için kendilerinin evde hazırlayabileceği doğal bitkisel karışım tarifini verdi. Özellikle bronşit hastalığı için bir çok karışıma değinen Dr. Ömer Coşkun elmanın faydalarının altını çizdi.



Karanfil
Dr. Ömer Coşkun; “Hakkari’de, Edirne’de, Karsta, Sinop’ta, Samsunda, şu anda kaç bronşitli insan var, kaç astımlı insan var, kaç akciğer kanserli insan var! Ben diyorum ki, tüm izleyicilerimize evinizde bir litre suya 3 elma, 3 elma çekirdeklerini çıkartın fakat kabuğunu sadece yıkayın soymayın kabuklu şekilde elma, kırmızı elma, sarı elma fark etmez, dünyada 2 bin çeşit elma var ALLAH'IN izniyle hepsi faydalı. Elma kadar insan bedenine uygun başka bir meyve yok en güzeli elma diyoruz. 3 elmayı çekirdeklerini çıkarttınız 1 litre suya koydunuz. Yanına 6-7 tane karanfil, küçük kuru karanfil, şu tabakta var karanfil hani şu lokantalara gittiniz işte ağız kokusunu gidermek için aldığınız şey var ya o karanfil, boru tarçın o kompostonun içine koydun. Şöyle eğer diriyse zencefil koyalım, yarım yemek kaşığı, yine buna benzer bir bitki var zerdeçal. Oda aynı şekilde kompostoya konsun efendim. Tatlandırayım istiyorsanız da nöbet şekeri koyabilirsiniz. 2,5 ay buna devam edin çok değerli, çok önemli. Peki, doktor Bey ya bu söylediğin kompostoyu yapamadık, o zaman ne yapacağız? Çam kozalağı kullanmanız lazım. Çam ağacının özellikle üstlerinde ve yüksek yerdeki çam ağacı, öyle yol kenarı falan olmaz, kozalak dediğimiz açılmadan, yeşil şekliyle 1 kilo balın içine kozalak koyun. Bu kozalakları 20 gün kadar bekletin koyu renkli bir kap olsun dışını gazeteyle falan kapatabilirsiniz, sabah akşam günde 2 defa 5 dakika çalkalayın bunu. 20 günden sonra açın kapağını her gün bir tatlı kaşığı kadar yiyin o baldan ALLAHIN izniyle şifadır diyoruz. Bunun dışında biz bamya tohumundan üzerlik tohumuna kadar, Ocaliptus yağından, çingevenli çaya kadar bir kür veriyoruz bronşitli insanlara, burada çörtük suyudur, burada bazen işte insanların bronşlarında, bronşyörlerinde spazm olabilir. Onu çözebilecek karabaş otudur.”

EN STRATEJİK AĞAÇ 'JOJOBA'


Dr. Ömer Coşkun Açıkladı
Dr. Ömer Coşkun bizzat kendisinin hazırlayıp sunduğu Hastaların Dilinden Programı'nda Türkiye’yi ilgilendirecek çok önemli açıklamalar yaptı. Dr. Ömer Coşkun ayrıca Türkiye’deki gıda sektörü katillerine de atıfta buldu.  Yatırım konularına da değinen Coşkun, jojoba ağacının önemine dikkat çekti.

Dr. Ömer Coşkun; “geçenlerde hepimiz hatırlarız bir bal krizi vardı piyasada. Vatandaşın biri bal alıyor, gidiyor analiz yaptırıyor, tahlil sonuçları ise acı hüsran! Balın içinde zehirli polen olduğu ortaya çıktı. Yani yenmeyecek kadar ağır zehir var bunun içinde. Arkadaş, vatandaş balı yemeyecek de neyi yiyecek ya. Geçenlerde bir de peynir ile ilgili bir haberler vardı. Kokmuş veya çürümüş peynirleri bir yere koyuyormuş. Bu ülke de yaşamak bu kadar kolayken bizim mucize etkili bu kadar gıda kaynaklarımız varken bitkilerimiz varken neden bu olumsuzluklar ortaya çıkıyor. Hakikaten anlamak çok zor.”


Jojoba Ağacı
Dünyanın En Stratejik Ağacı “Jojoba”
Dr. Ömer Coşkun; “Ben 2009 yılında Sarıçamlılara dedim ki, bakın 120 bin dönüm arazi var Sarıçam İlçesinde. Yolların kenarına jojoba dikin. Jojoba bir ağaç cinsidir. Bu ağacın en önemli özelliği stratejik bir ağaç olması. Evet, dünyanın en stratejik ağaçlarından biri.  Ne demek stratejik bir ağaç ondan bahsedeyim hemen; öncelikle artıları çok olan bir ağaç. Yani arıları bir mıknatıs gibi çeken bir ağaç. Üzerinde bir arı birikiyor aklınız durur. Oradan bir polen çıkıyor aklınız durur. Jojoba’nın yaprakları biodizel. Yani alın makineye üstten koyun bu jojobayı alttan benzin çıkıyor. Götür arabanın benzinini jojobadan doldur. Ayrıca Jojoba, toprağı temizleyen çok stratejik bir ağaçtır. Yani toprağın içinde istediği kadar tarım zehirli olsun, istediği kadar kurşun, cıva, kadmiyum, arsenik gibi insan bedenine son derece zararlı maddeler olsun jojoba temizliyor.”

28 Şubat 2013 Perşembe

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İÇİN ŞİFALI BİTKİLER


Dr. Ömer coşkun bizzat kendisinin hazırlayıp sundu hastaların dilinden programında bağışıklık sisteminin önemine dikkat çekti. Modern tıp ile bitkisel tedavi yöntemi olan fitoterapinin ayrı fakat birbirleriyle uyum içinde olduğunu dile getirdi.

Dr. Ömer Coşkun; “vücudumuzda mevcut sistemlerden biride bağışıklık sistemidir. Diğer adıyla immün sistemdir. İmmün sistem başta, timüs olmak üzere lefim sistemi dâhil bir çok organı ilgilendiren, mikroplara karşı direnç sağlayan, intihaplara karşı tedbir alan çok güzel, çok önemli bir sistemdir. Bazen vücuttaki hücreler yeterli üretilmediği için ya da ihtiyaç duyduğu maddeleri alamadığı için bu bağışıklık sistemi yavaşlar, bazen de anne karnında problemler başlayabilir. Örnek veriyorum bir çocuk devamlı grip, nesle, öksürük aksırık şikâyetleriyle rahatsız oluyor, doktora götürülüyorsa ilk bakılması gereken sistem bağışıklık sistemidir. Yapılan kan tahlilinde lökositlerin 4 bin ila 10 bin arası olması gerekir. 4 binden az olmaması gereken beyaz kan hücreleri diğer adıyla lökositler 2500 değerinde ise bu en küçük bir mikropta bile sıkıntı yaşayabilirsiniz demektir.” Dedi.

“Bağışıklık Sisteminin Kuvvetlenmesi İçin Şifalı Bitkiler Yeter”
Peki, hücrelerin normale gelmesi için ben bir doktor olarak, bir hücre uzmanı olarak ne yapıyorum? En basit anlamda çin geveni bitkisinin bulunduğu bir çay tavsiye ediyorum. Ayrıca bu çayın içinde oğul otu, kuşburnu, hibiskus bulunmakta. Bu çay sabah akşam 1 bardak sıcak suda alınacak %100 doğal bir çay. Tabi ki doktor arkadaşlar kortizon verebilir. Çeşitli ilaçlar verebilirler. Her zaman bu ekranlardan aynı şeyi haykırıyorum, kimsenin ilacına, doktoruna karışmıyorum. Hastanesine, kontrolüne karışmıyorum. Herkes modern tıpla tamamlayıcı tıp arasındaki farkı artık anlamalı. Tamamlayıcı tıpta insanlara fitoterapi; diğer adıyla bitkilerle tedavi uygulanmakta.”


HABER: Çağrı SARIER

27 Şubat 2013 Çarşamba

TANSİYON HASTASI OLMADAN ÖNLEMİNİZİ ALIN

Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biri olan Doktor Ömer Coşkun Yüksek tansiyon hakkında önemli uyarılarda bulundu. Sadece yüksek tansiyon rahatsızlığı olanlara uyarıda bulunmayan Dr. Ömer Coşkun, “hastalık baş gösterdiğinde iyileşme süreci uzar, önemli olan hastalık baş göstermeden önlem almaktır” dedi.

Dr. Ömer Coşkun; “ Yüksek tansiyon çok tehlikeli bir problemdir. Tansiyon, kanın damara yaptığı basınçtır. Bu tansiyon yüksek olduğunda her an bir damar çatlayabilir özellikle de küçük tansiyon 12’yi geçtiği zaman. Biz buna malin hipertansiyon diyoruz ve beyin damarları bu duruma çok hassas olabiliyor. Beyinde olulaşacak bir damar çatlaması kanamaya neden olur. Kanama hematoma sebep olur. Hematom ise sinirleri yıpratır. Nöronlar yıprandıktan sonra kanamaya bağlı felçler oluşabilir. Bu yüzden hastalık baş göstermeden önce tedbir almanızı öneriyorum. ALLAH korusun felç olduktan sonra tedavi olmak çok çok daha zor. Yani en basit anlamda bir Bamya Çiçeği, bir böğürtlen, bir ökse otur tansiyonunuzu dengelemede yardımcı olabilirler.“

BİTKİLERİN HİÇ BİLMEDİĞİNİZ FAYDALARI

Dr. Ömer Coşkun Bitkilerin Faydalarına Değindi
Dr. Ömer Coşkun bitkilerin şifrelerini sizlerle paylaşmaya devam ediyor. Her gün bizzat kendisinin hazırlayıp sunduğu Hastaların Dilinden programında birçok bitkinin faydalarından bahsetti. Şifalı bitkilerle tedavi tabirini Türkiye’ye kabul ettirmiş olan Dr. Ömer Coşkun programında kefirden tarçına, meyan kökünden ökse otuna kadar birçok bitkiden bahsetti. Tansiyon hastalarının, şeker hastalarının, böbrek sorunları yaşayanların şifaya kavuşmaları için neler yapmaları gerektiğini önemle açıkladı. 
Dr. Ömer Coşkun ilk olarak tansiyon hastalarına faydalı olacak, tamamen doğal ve şifalı bitkilerden bahsetti. Son zamanlarda Türkiye’de büyük yankı uyandırmış olan kefirin öneminin altını çizdi.
Tansiyon Hastalarının Aradığı Şifalı Bitkiler; Kefir, Bamya Çiçeği, Böğürtlen, Ökse Otudur, Boru Tarçın, Marul.
Dr Ömer Coşkun tansiyon hastaları için çok önemli açıklamalarda bulundu. Birçok bitkinin tansiyona iyi geldiğini dile getiren Coşkun, insanların bu bitkileri kullanarak tansiyon rahatsızlıklarını dengeleyip düşürebileceklerini belirtti. “Kefir içerek yüksek tansiyonunuzu dengeleyebilir, bamya çiçeği ile kalp damar sağlığınızı korumanın yanı sıra yüksek tansiyonun da düşmesine yardımcı olabilirsiniz. Böğürtlen ve ökse otu da tansiyonu düşürmeye yardımcı olan bitkilerdendir. Bir de herkesin bildiği boru tarçın vardır. Boru tarçını çayınıza koyarak rahatlıkla kullanabilirsiniz. Böylelikle hem şekerinizi dengeleyebilir hem de tansiyonunuzu düşürebilirsiniz. Marul ise çok önemli bir potasyum kaynağıdır. Yüksek tansiyon hastaları mutlaka marul tüketmesi gerekir.” Diyerek tansiyon hastalarına pratik çözümler sundu.
“Kolesterol Hastaları Bitkiler Yardımıyla Pratik Bir Şekilde Kolesterollerini Dengeleyebilirler”
Dr Ömer Coşkun kolesterolü düşüren bitkileri de açıklığa kavuşturdu. Ceviz, yulaf, zerdeçal, sarımsak ve meyan kökü kolesterol rahatsızlıklarında kullanılabilecek en önemli bitkiler olduğunu söyleyen Dr. Ömer Coşkun meyan kökünün sihirli faydalarının da altını çizdi.  
“İlk olarak kolesterol düşürmek için cevizi kullanabilirsiniz. Ceviz bol miktarda omega 3 içermektedir. Cevizi akşamdan bir bardak ılık veya soğuk suya koymalısınız. Sabaha kadar bekledikten sonra sabahleyin cevizin suyunu içerek kolesterol rahatsızlığınıza fayda sağlayabilirsiniz.” dedi.
Kolesterolü düşürmek için faydalı olan bir diğer bitki ise yulaftır. Yulaf özellikle sütle birlikte yenir. Yulaf ezmesi hem kolesterolü düşürmeye yardımcıdır hem de sindirim sisteminize fayda sağlamaktadır. Kolesterol sıkıntıları için bir başka bitki ise zerdeçaldır. Bir bardak suya 10 gr. Zerdeçal koyup 10 dakika kaynatmalı ve içmelisiniz. Gösterdiği etkiye siz bile inanamayacaksınız.
Sarımsak ise hepimizin bildiği gibi antibiyotik kaynağıdır. Sarımsak kanı sulandırarak dolaşım sistemine büyük faydası bulunur.
Mucizevi Bitki Meyan Kökü
Son olarak Dr. Ömer Coşkun meyan kökünün mucizelerinden bahsetti. Dr. Ömer Coşkun’un en gözde bitkilerinden birisi olan meyan kökünün neredeyse fayda sağlamadığı hiçbir rahatsızlık yok. Meyan kökünde 115 tane etken madde vardır. Çoğu kişi meyan kökünü sıcak suyla kaynatıp içerler. Bu yanlıştır. Meyan kökünden tam fayda sağlamak için; bir bardak ılık veya soğuk suyun içine meyan kökünü koymalısınız. Bu suda en az 5 saat demlenmeli ardından afiyetle içilmelidir. Meyan kökü kolesterolü düşürmeye yardımcı olmasının yanı sıra mikrop öldürücü özelliğiyle dikkat çeker. Böbrek taşı sorunları olanlar meyan kökünü kullanmalıdır.
 Haber: Çağrı SARIER


26 Şubat 2013 Salı

DR. ÖMER COŞKUN TRİOD KANSERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER VERDİ


DR. Ömer Coşkun tiroit kanseri hakkında önemli bilgiler verdi. İlk olarak tiroit’in ne demek olduğundan bahseden Dr Ömer Coşkun tiroit bezini insanın boynundaki papyon veya kravata benzetti. Bu organın içindeki hücrelerin değişmesi sonucu tiroid kanserinin oluştuğunu ekleyrek devam etti:
Dr. Ömer Coşkun; “ bu tiroit kanserinin bir değişik tipleri var. Tiroidinizde nodül varsa dikkat edin. Aman gözünüzü seveyim tedbir alın.  Bir kısım nodüller kanserleşebilir.”  Dedi.

Tiroit Kanserinden Nasıl Korunabilirsiniz?
Doktor Ömer coşkun tiroit kanserinden korunmanın yollarını çörek otu ve zerdeçal’den geçtiğin altını çizdi.
Dr. Ömer Coşkun; “ Aslında her gün söylediğimiz gibi tiroidi korumak için haftada bir gün olsa bir yemek kaşığı taze dereotu, bir tatlı kaşığı çörek otu, bir tatlı kaşığı zerdeçal yemelisiniz. Yani önemli olan kanserden korunmaktır. Hasta olmadan önce tedbir almak gerekir. Benim elimde bir garanti mi var, kanser olmayacağıma dair. Tabi ki de yok! Bu yüzden her gün kanserden korunmak için zerdeçal, sarımsak ve çörek otu yiyorum. Sizde Kanserden korunmak istiyorsanız bu bitkileri tüketmelisiniz.” Dedi. 

Haber: Çağrı SARIER

25 Şubat 2013 Pazartesi

DR. ÖMER COŞKUN TÜM TÜRKİYE'Yİ UYARDI



Bilimsel çalışmalarıyla “bitkilerin şifresini çözen adam” lakabını alan Türkiye'nin ilk ve tek Herbalist Akademisyen Doktoru Ömer Coşkun tüm Türkiye’yi sahte bitkisel gıda takviyeleri hakkında uyardı. Bitkisel ürünlerle ilgili her gün basın yayın kuruluşlarında olumlu olumsuz haberlerin çıktığına değinen Doktor Ömer Coşkun, vatandaşın; tabiri caizse sapla samanı nasıl ayırt edeceğini anlattı.

Doktor Ömer Coşkun; “ bitkisel ürünlerle ilgili her gün basın yayın kuruluşlarında değişik haberler çıkıyor, bazen olumlu, bazen olumsuz. Peki, vatandaş sapla samanı nasıl ayıracak? Doğruyla eğri nasıl ayrılacak? Bu konudaki ölçünüz şunlar olsun; ilk olarak, bitkisel ürünler saf olmalı yani kesinlikle içine kimyasal içerikli, sentetik içerikli hiçbir şey konmamalı. Örnek veriyorum Çin’de bazı bitkisel ürün diye yutturulan, satılan ürünlerin içine kortizon konuyormuş. Bazıların içine parasetemol gibi ağrı kesici maddeler konuyormuş. Bazı bitkisel ürünlerde örneğin; zayıflama ürünü diye tamamen bitkisel diye satılan ürünlerin içine sibutramin koyan uyanıklar var. O yüzden bir bitkisel ürünün içeriğinin % 100 doğal olması çok önemlidir. Yani bir ürün size masum olarak tanıtılıp halbuki arkasında başka ticari gayeler güdülüyor olabilir. Bu hususa dikkat etmeniz gerekir.  İkinci olarak, X ürünü satan insan, kurum, firma her an, her gün ulaşabilecek noktada mı? Devlet denetliyor mu? Siz istediğinizde kapısını çalıp, üretim yerini görebiliyor musunuz? Yani firma şeffaf mı? Bunlar önemli ölçütlerdir. Özellikle internetten satılan bitkisel ürünlere çok dikkat edin acaba bu site internet sitesi bir sabit telefona sahip mi? Bu firma bir fabrika adresi, üretim yeri adresi veriyor mu ya da göz önünde mi, ulaşılabilir mi? Bir diğer ölçütümüz ise bitkiler stilize edilmiş mi? Avrupa birliği monograflarına uygun mu? Farmakopasilere uygun mu? Türk standartlar enstitüsüne uygun mu? Tarım bakanlığının izin verdiği bitkiler mi? Bütün bu sorulara cevap bulabiliyorsanız o bitkisel ürünü gönül rahatlığı içinde kullanabilirsiniz. “ dedi. 

22 Şubat 2013 Cuma

DOKTOR ÖMER COŞKUN YANIŞ BİLİNEN DOĞRULARI DÜZELTMEYE DEVAM EDİYOR


Ülkemizde hemen her şeyin merdiven altı üretimi yapılmakta. Fakat bu merdiven altı üretimler gıda maddelerine karışında iş biraz daha ciddileşiyor. Dr. Ömer Coşkun doğru olarak bildiğimiz bazı yanlışlar hakkında tüm Türkiye’yi uyardı.

Dr. Ömer Coşkun; “diyelim ki çorbanızın içine bir baharat koydunuz. Hadi, ben biliyorum baharatın nereden alınacağını, nasıl toplanacağını ama diyelim ki siz gittiniz herhangi bir yerden bir baharat aldınız. Allah korusun merdiven altı üretimse, nemli yerde sakladıysa içinde mantarlar olabiliyor. Aflatoksin gibi başta karaciğeri, mideyi etkileyen korkunç zehirler olabiliyor. O yüzden mutfağınıza soktuğunuz her şeye dikkat edin yoksa gıda alayım derken, besleneyim derken ülser, kanser, siroz gibi hastalıklara yakalanabilirsiniz. Bir aflatoksin, bir insanı siroz yapmaya yeter. Bu kadar tehlikeli bir toksindir aflatoksin. Normalde düşünün, bir kırmızıbiber dışında parlak bir zar var, bir kabuk var. Bunu öğüttüğünüzde ya da üretici öğüttüğünde eğer dış zemini açık bir yapı varsa yani merdiven altı diye tabir ettiğimiz;  tozlu, pis, nemli bir ortamda tutuluyorsa bunun içine giren maddeler maalesef gözle görülmüyor.  Göremediğiniz küfe karşı, görmediğiniz zehre karşı ne yapacaksınız? İlk olarak üreticinize dikkat edeceksiniz. Satın aldığınız yere dikkat edeceksiniz. Kullanırken tadında her hangi bir değişiklik varsa kullanmayacaksınız. Bir örnek vereyim; benim annem çok tutumlu bir kadındır. Ekmek hani nadiren de olsa küflenir ya, annem o ekmeğin küflü yerini keser gerisini yedirirdi bize. Yanlış! Ekmeğin bir ucu bile küflense atacaksın hepsini neden? Maalesef gözle görünmeyen o küf ekmeğin her tarafına nüfus etmiş olabilir, buna karşı tedbir alın.” dedi.

KİMYASAL İLAÇLAR BİTKİLERE KARŞI!


Antidepresan ilaçlar zararlı mı?
Bayburt üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak 20 yıl yaşadığı depresyon sonucu intihar etti. Eş Sibel Budak; “Başaramadım diyerek banyodan çıktı. Elbiselerinden sular akıyordu. Balkona doğru yöneldi ve atladı.” dedi. İntihar eden Bayburt üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak’ın ailesi 20 yıldır depresyondan ilaçlarla kurtulamayan eşinin ölümünü zayıflamak için kullandığı bitkisel ürünlerden olduğunu iddia etti.

Sabah gazetesinin 30.01.2013 tarihinde verdiği habere göre Prof. Dr. Gökhan Budak depresyon ilaçları ile bitkisel ilaçları aynı anda kullandığı için intihar ettiğini iddia ediliyor. Fakat asıl sorulması gereken soru gözden kaçıyor.

20 yıldır Gökhan Budak anti-depresan ilaçlar kullanıyordu fakat iyileşemedi. Bu da yetmezmiş gibi bir de depresif bir ruh haliyle intihar etti. Burada gözden kaçan durum ise 20 yıldır antidepresan ilaçlara bağımlı bir şekilde yaşayan Prof. Dr. Gökhan Budak neden 20 yıldır iyileşmedi ve neden intihar etti? Kullandığı kimyevi ilaç ile kullandığı bitkisel ürünün laboratuar raporu olmadan bu tür iddialarda bulunmak akıllara başka sorular getirdi.

Bu işin içinde bir iş var!
Ülkemizdeki ilaç pazarı ile ilişkili önemli bir nokta ise dışa bağımlılıktır. Türkiye ilaç üreten bir ülke olmanın çok uzağındadır ve ilaç pazarının çok önemli miktarını ithalatla sağlamaktadır ve miktar her geçen yıl artmaktadır. IMES-Türkiye verilerine göre 2003 yılında 14 milyon 138 bin kutu antidepresan tüketilirken, bu rakam 2006 yılı verilerine göre 22 milyon 651 bine, 2007 yılında ise 26 milyon 246 bine çıkmıştır. Türkiye İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasının (İEİS) verilerine göre ise 2002 yılında toplam 789 milyon kutu ilaç tüketilmiştir ve toplam ilaç pazarı 4,8 milyar TL’dir. Ancak 2008 yılının verileri incelendiğinde ilaç tüketimi kutu bazında 1.379 milyara ve ilaç pazarı da 12,1 milyar TL’ye ulaşmıştır (İEİS 2009). Bu kadar büyük bir Pazar, kendisi hakında olumsuz bir haberin ne kadar yaptırma yanlısı olur, elindeki gücü ne kadar kullanır artık bilemeyiz! Farklı bir anekdot ise ülkemizin son 1 yıl içerisinde 50 milyar liralık depresyon ilacı satın aldığını biliyor muydunuz?

Bu ne demek oluyor?
Bu şu demek oluyor; dünya üzerinde milyar dolarlık bir kimyasal ilaç pazarı var demek oluyor.  Ayrıca 20 yıldır iyileşmeyen bir hasta söz konusudur. Bu kişi hem depresif ruh halinden kurtulamıyor hem de aynı ruh haliyle intihar ediyor. Haber konusu olmasının sebebi, bitkilerle kimyasal ilaçları kullanmış olması değil de 20 yıldır antidepresan kullanıp neden iyileşmemiş olması sorgulanmalıdır. Fakat Türkiye’nin önde gelen medya grupları tarafından bu husus sorgulanmıyor. Olay farklı boyutlara taşınmak isteniyor.

 Prof. Dr. Gökhan Budak’ın intihar olayı ile bu olayı medyanın işleyişi birleştirince; sonuç çok kafa karıştırıcı oluyor. Yani bu olaylar birleşince bitkilere karşı bir kötüleme çabası olduğu anlaşımlaktadır. Nedeni ise aslında çok basit! Sadece biraz düşünmek gerekiyor. Milyar dolarlık ilaç endüstrisinin yaptığını, bitkiler daha ucuz ve daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Fark edersiniz ki hiçbir medya grubu bu konuyu irdelemez veya irdeleyemez. Acaba neden!

Bitkilerle kimyasal ilaçlar etkileşir mi?
Hepinizin aklına düşen bir sorudur bu. Prof. Dr. Gökhan Budak’ın intihar haberi ve medyanın bu duruma yaklaşımı, aklımıza kimyasal ilaçların bitkisel ürünlerle etkileşimi olup olmadığı sorusunu getiriyor. Kimyevi ürünler ile bitkisel ürünler arasında bir etkileşim tabi ki de söz konusudur. Ama hangi bitki ile hangi kimyevi ürünlerin etkileştiği sıradan bir vatandaş için tam bir muammadır. Nedeni ise fitoterapinin ülkemizde daha yaygın bir şekilde kabul görmeyişidir. Çoğu insan bitkilerin faydasını bilmektedir fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi bazı çıkarcı iş ortakları açısından bitkilerin faydalı olduğunun bilinmesi işlerine gelmiyor. Bu yüzden de gündemde sürekli bitkilere karşı olumsuz bir önyargı oluşturma çabaları söz konusudur. Birçok fitoterapi uzmanı insanlara önemli olduğunu düşündüğü hastalıklar için bitkileri kendi kafalarına göre kullanmamasını önermektedirler.

Çin’den Almanya’ya kadar birçok dünya ülkesi bitkisel gıda takviyelerinin önemini bilmektedir. Biz de ise bitkiler ilaç sanayisini olumsuz yönde etkileyeceği için bitkileri kabul ettirmiyorlar. Prof. Dr. Gökhan Budak’ın 20 yıldır antidepresan kullanarak iyileşmemiş olmasını kimse irdelemiyor. Neden? Çünkü büyük paralar söz konusu. Bitkilerin faydalarını tüm dünya kabul ediyor fakat biz kabul edemiyoruz. Bu durum da ayrı bir muammadır.

Bitkiler yüzünden insanlar ölmüş müdür?
Tabi ki de ölmüştür. Fakat bu ölümlerin % 95’i bilinçsiz kullanımdan kaynaklıdır. Ayrıca dünya üzerinde hangi nedenden ötürü ölüm yok ki. Ayağına iğne battıktan sonra ölen insanlar dahi var bu dünyada. Sanki modern tıbbın yöntemleri yüzünden ölen insan yok. En basit örneği, Mehmet Ali Birand. Nur içinde yatsın kendisi. Hastaneye yürüyerek girdi fakat tüm çabalara rağmen hastaneden tabutla çıktı. Yani Keza Müslüm Gürses ‘de yoğun bakımdan çıkamadı. Yukarıda da bahsettiğimiz Bayburt üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak’ın haberi bu durumun en güncel örneğidir.

Haber: Çağrı SARIER

REKLAM KURULU DR. MUSTAFA ERASLAN'A ACIMADI


Reklam Kurulu, gıda takviyesi adı altında satışa sunulan çeşitli ürünlerin örtülü reklamını yaptığı gerekçesiyle 2 televizyon kanalını ceza yağmuruna tuttu. Dr. Mustafa Eraslan'ın ...
Reklam Kurulu, gıda takviyesi adı altında satışa sunulan çeşitli ürünlerin örtülü reklamını yaptığı gerekçesiyle 2 televizyon kanalına toplam 325 bin 444 lira idari para cezası verdi. Kurul, tüketicileri aldatıcı ve yanıltıcı nitelikteki gıda takviyesi ürünü reklamları yapan 10 şirkete de idari yaptırımlar uygulanmasını kararlaştırdı.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetim Genel Müdürlüğü Reklam Kurulu, son zamanlarda artan şikâyetler ve başvurular üzerine, içeriğinde bitkisel bileşenler bulunan ve 'gıda takviyesi' adı altında ithal edilen ya da yurt içinde üretilerek satışa sunulan ürünlere yönelik reklamları mercek altına aldı. 

Başta yerel ve ulusal düzeyde yayın yapan televizyon kanalları ile internet olmak üzere muhtelif mecralarda yayımlanan ticari reklam ve ilanları inceleyen Kurul, gıda takviyesi adı altındaki ürünlerin reklamlarında, söz konusu ürünlerin, kilo vermeye veya almaya yardımcı olduğu cinsel performansı artırıcı özellikleri bulunduğu ve başta kanser olmak üzere, kolesterol, şeker, romatizma, tansiyon, sedef, egzama, kalp, karaciğer, üriner ve genital sistem rahatsızlıkları gibi birçok hastalığı önleyebildiği yönünde etkilere sahip olduğunun iddia edildiğini belirledi.
Kurul üyeleri, gıda takviyesi kapsamındaki ürünlere ilişkin reklamların, ilgili mevzuatta bahsedilen; 'gıda ürünlerinin benzerlerinden üstün olduğu ve bu ürünlerin çeşitli hastalıkları önleyebileceği ya da tedavi edebileceği yönünde bildirim veya imada bulunmayı yasaklayıcı hükümler' ile 'Reklam ve ilanların kanunlara uygun olması, tüketicileri yanıltıcı ve anlam karışıklığına yol açıcı eksik ve abartılı bilgilere yer verilmemesi, kamu sağlığını bozucu nitelikte olmaması' şeklindeki hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini tespit etti.

Programlara konuk olup reklam yapıyorlar
Diğer taraftan, özellikle son zamanlarda başta televizyon olmak üzere radyo, gazete ve internet gibi mecralarda yayınlanan haber ve diğer formattaki programlarda, bu tür gıda takviyelerini üretip piyasaya sunan kişilerin konuk edilmesi ve bu kişilerin söz konusu ürünleri adeta her hastalığa bir çareymiş gibi gösteren övücü açıklamalarına yer verilmesi suretiyle, gerek gıda takviyelerinin gerekse bu gıda takviyesini üretip pazarlayan kişilerin örtülü bir şekilde reklamının yapıldığı da belirlendi.

Bu tür örtülü reklamlardan dolayı Dr. Mustafa Eraslan'ın katıldığı 'Doktorunuz Sizinle' isimli sağlık programının 4 farklı bölümünden dolayı Kadırga TV adlı kanalın sahibi olan Öz Karadeniz Televizyon ve Radyo Yayın AŞ'ye 29 bin 580 lira, yine Dr. Mustafa Eraslan'ın konuk olduğu Mesaj TV'de yayınlanan aynı isimli programın 4 farklı bölümü için Orta Anadolu Mesaj Televizyon ve Radyo Yayın AŞ'ye 295 bin 864 lira idari para cezası verildi. Kurul ayrıca söz konusu reklamları durdurma cezası verilmesini de kararlaştırdı.
Bu konuda idari yaptırım uygulanmasına karar verilen 10 firma ile verilen cezalar şöyle:


     FİRMA
 ÜRÜN
       MECRA
YAPTIRIM
Seka İlaç Paz. Gıda 
M-Sure
www.kisirligason.com
Reklam durdurma
Çakırmelikoğlu Meşrubat Dağıtım 
Mixy
www.mixy.com.tr
Reklam durdurma
Şifa Market
Yeşilex
www.sifamarket.com
Reklam durdurma
İ. Kaan Bingöl
Bal
www.baglarbal.com
Reklam durdurma
Mısır Çarşısı Baharat 
muhtelif
www.evimineczanesi.com
Reklam durdurma
Diva Elektronik 
Supratall        boy uzatıcı
www.supratall.tk
Reklam durdurma
Asr Gelişim 
Supratall boy uzatıcı
www.supratall.in
Reklam durdurma
TVshop Sanal Mağazacılık Şirketi
Supratall boy uzatıcı
www.tvshop.com.tr
Reklam durdurma
MMC Natural Pazarlama 
Muhtelif
www.calivita.com.tr
Reklam durdurma
MHT Pazarlama-İhsan Çetin
Clavis Panax
Gazete
Para Cezası
73.966 TL
Kaynak: AA