28 Şubat 2013 Perşembe

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ İÇİN ŞİFALI BİTKİLER


Dr. Ömer coşkun bizzat kendisinin hazırlayıp sundu hastaların dilinden programında bağışıklık sisteminin önemine dikkat çekti. Modern tıp ile bitkisel tedavi yöntemi olan fitoterapinin ayrı fakat birbirleriyle uyum içinde olduğunu dile getirdi.

Dr. Ömer Coşkun; “vücudumuzda mevcut sistemlerden biride bağışıklık sistemidir. Diğer adıyla immün sistemdir. İmmün sistem başta, timüs olmak üzere lefim sistemi dâhil bir çok organı ilgilendiren, mikroplara karşı direnç sağlayan, intihaplara karşı tedbir alan çok güzel, çok önemli bir sistemdir. Bazen vücuttaki hücreler yeterli üretilmediği için ya da ihtiyaç duyduğu maddeleri alamadığı için bu bağışıklık sistemi yavaşlar, bazen de anne karnında problemler başlayabilir. Örnek veriyorum bir çocuk devamlı grip, nesle, öksürük aksırık şikâyetleriyle rahatsız oluyor, doktora götürülüyorsa ilk bakılması gereken sistem bağışıklık sistemidir. Yapılan kan tahlilinde lökositlerin 4 bin ila 10 bin arası olması gerekir. 4 binden az olmaması gereken beyaz kan hücreleri diğer adıyla lökositler 2500 değerinde ise bu en küçük bir mikropta bile sıkıntı yaşayabilirsiniz demektir.” Dedi.

“Bağışıklık Sisteminin Kuvvetlenmesi İçin Şifalı Bitkiler Yeter”
Peki, hücrelerin normale gelmesi için ben bir doktor olarak, bir hücre uzmanı olarak ne yapıyorum? En basit anlamda çin geveni bitkisinin bulunduğu bir çay tavsiye ediyorum. Ayrıca bu çayın içinde oğul otu, kuşburnu, hibiskus bulunmakta. Bu çay sabah akşam 1 bardak sıcak suda alınacak %100 doğal bir çay. Tabi ki doktor arkadaşlar kortizon verebilir. Çeşitli ilaçlar verebilirler. Her zaman bu ekranlardan aynı şeyi haykırıyorum, kimsenin ilacına, doktoruna karışmıyorum. Hastanesine, kontrolüne karışmıyorum. Herkes modern tıpla tamamlayıcı tıp arasındaki farkı artık anlamalı. Tamamlayıcı tıpta insanlara fitoterapi; diğer adıyla bitkilerle tedavi uygulanmakta.”


HABER: Çağrı SARIER

27 Şubat 2013 Çarşamba

TANSİYON HASTASI OLMADAN ÖNLEMİNİZİ ALIN

Türkiye’nin önde gelen isimlerinden biri olan Doktor Ömer Coşkun Yüksek tansiyon hakkında önemli uyarılarda bulundu. Sadece yüksek tansiyon rahatsızlığı olanlara uyarıda bulunmayan Dr. Ömer Coşkun, “hastalık baş gösterdiğinde iyileşme süreci uzar, önemli olan hastalık baş göstermeden önlem almaktır” dedi.

Dr. Ömer Coşkun; “ Yüksek tansiyon çok tehlikeli bir problemdir. Tansiyon, kanın damara yaptığı basınçtır. Bu tansiyon yüksek olduğunda her an bir damar çatlayabilir özellikle de küçük tansiyon 12’yi geçtiği zaman. Biz buna malin hipertansiyon diyoruz ve beyin damarları bu duruma çok hassas olabiliyor. Beyinde olulaşacak bir damar çatlaması kanamaya neden olur. Kanama hematoma sebep olur. Hematom ise sinirleri yıpratır. Nöronlar yıprandıktan sonra kanamaya bağlı felçler oluşabilir. Bu yüzden hastalık baş göstermeden önce tedbir almanızı öneriyorum. ALLAH korusun felç olduktan sonra tedavi olmak çok çok daha zor. Yani en basit anlamda bir Bamya Çiçeği, bir böğürtlen, bir ökse otur tansiyonunuzu dengelemede yardımcı olabilirler.“

BİTKİLERİN HİÇ BİLMEDİĞİNİZ FAYDALARI

Dr. Ömer Coşkun Bitkilerin Faydalarına Değindi
Dr. Ömer Coşkun bitkilerin şifrelerini sizlerle paylaşmaya devam ediyor. Her gün bizzat kendisinin hazırlayıp sunduğu Hastaların Dilinden programında birçok bitkinin faydalarından bahsetti. Şifalı bitkilerle tedavi tabirini Türkiye’ye kabul ettirmiş olan Dr. Ömer Coşkun programında kefirden tarçına, meyan kökünden ökse otuna kadar birçok bitkiden bahsetti. Tansiyon hastalarının, şeker hastalarının, böbrek sorunları yaşayanların şifaya kavuşmaları için neler yapmaları gerektiğini önemle açıkladı. 
Dr. Ömer Coşkun ilk olarak tansiyon hastalarına faydalı olacak, tamamen doğal ve şifalı bitkilerden bahsetti. Son zamanlarda Türkiye’de büyük yankı uyandırmış olan kefirin öneminin altını çizdi.
Tansiyon Hastalarının Aradığı Şifalı Bitkiler; Kefir, Bamya Çiçeği, Böğürtlen, Ökse Otudur, Boru Tarçın, Marul.
Dr Ömer Coşkun tansiyon hastaları için çok önemli açıklamalarda bulundu. Birçok bitkinin tansiyona iyi geldiğini dile getiren Coşkun, insanların bu bitkileri kullanarak tansiyon rahatsızlıklarını dengeleyip düşürebileceklerini belirtti. “Kefir içerek yüksek tansiyonunuzu dengeleyebilir, bamya çiçeği ile kalp damar sağlığınızı korumanın yanı sıra yüksek tansiyonun da düşmesine yardımcı olabilirsiniz. Böğürtlen ve ökse otu da tansiyonu düşürmeye yardımcı olan bitkilerdendir. Bir de herkesin bildiği boru tarçın vardır. Boru tarçını çayınıza koyarak rahatlıkla kullanabilirsiniz. Böylelikle hem şekerinizi dengeleyebilir hem de tansiyonunuzu düşürebilirsiniz. Marul ise çok önemli bir potasyum kaynağıdır. Yüksek tansiyon hastaları mutlaka marul tüketmesi gerekir.” Diyerek tansiyon hastalarına pratik çözümler sundu.
“Kolesterol Hastaları Bitkiler Yardımıyla Pratik Bir Şekilde Kolesterollerini Dengeleyebilirler”
Dr Ömer Coşkun kolesterolü düşüren bitkileri de açıklığa kavuşturdu. Ceviz, yulaf, zerdeçal, sarımsak ve meyan kökü kolesterol rahatsızlıklarında kullanılabilecek en önemli bitkiler olduğunu söyleyen Dr. Ömer Coşkun meyan kökünün sihirli faydalarının da altını çizdi.  
“İlk olarak kolesterol düşürmek için cevizi kullanabilirsiniz. Ceviz bol miktarda omega 3 içermektedir. Cevizi akşamdan bir bardak ılık veya soğuk suya koymalısınız. Sabaha kadar bekledikten sonra sabahleyin cevizin suyunu içerek kolesterol rahatsızlığınıza fayda sağlayabilirsiniz.” dedi.
Kolesterolü düşürmek için faydalı olan bir diğer bitki ise yulaftır. Yulaf özellikle sütle birlikte yenir. Yulaf ezmesi hem kolesterolü düşürmeye yardımcıdır hem de sindirim sisteminize fayda sağlamaktadır. Kolesterol sıkıntıları için bir başka bitki ise zerdeçaldır. Bir bardak suya 10 gr. Zerdeçal koyup 10 dakika kaynatmalı ve içmelisiniz. Gösterdiği etkiye siz bile inanamayacaksınız.
Sarımsak ise hepimizin bildiği gibi antibiyotik kaynağıdır. Sarımsak kanı sulandırarak dolaşım sistemine büyük faydası bulunur.
Mucizevi Bitki Meyan Kökü
Son olarak Dr. Ömer Coşkun meyan kökünün mucizelerinden bahsetti. Dr. Ömer Coşkun’un en gözde bitkilerinden birisi olan meyan kökünün neredeyse fayda sağlamadığı hiçbir rahatsızlık yok. Meyan kökünde 115 tane etken madde vardır. Çoğu kişi meyan kökünü sıcak suyla kaynatıp içerler. Bu yanlıştır. Meyan kökünden tam fayda sağlamak için; bir bardak ılık veya soğuk suyun içine meyan kökünü koymalısınız. Bu suda en az 5 saat demlenmeli ardından afiyetle içilmelidir. Meyan kökü kolesterolü düşürmeye yardımcı olmasının yanı sıra mikrop öldürücü özelliğiyle dikkat çeker. Böbrek taşı sorunları olanlar meyan kökünü kullanmalıdır.
 Haber: Çağrı SARIER


26 Şubat 2013 Salı

DR. ÖMER COŞKUN TRİOD KANSERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER VERDİ


DR. Ömer Coşkun tiroit kanseri hakkında önemli bilgiler verdi. İlk olarak tiroit’in ne demek olduğundan bahseden Dr Ömer Coşkun tiroit bezini insanın boynundaki papyon veya kravata benzetti. Bu organın içindeki hücrelerin değişmesi sonucu tiroid kanserinin oluştuğunu ekleyrek devam etti:
Dr. Ömer Coşkun; “ bu tiroit kanserinin bir değişik tipleri var. Tiroidinizde nodül varsa dikkat edin. Aman gözünüzü seveyim tedbir alın.  Bir kısım nodüller kanserleşebilir.”  Dedi.

Tiroit Kanserinden Nasıl Korunabilirsiniz?
Doktor Ömer coşkun tiroit kanserinden korunmanın yollarını çörek otu ve zerdeçal’den geçtiğin altını çizdi.
Dr. Ömer Coşkun; “ Aslında her gün söylediğimiz gibi tiroidi korumak için haftada bir gün olsa bir yemek kaşığı taze dereotu, bir tatlı kaşığı çörek otu, bir tatlı kaşığı zerdeçal yemelisiniz. Yani önemli olan kanserden korunmaktır. Hasta olmadan önce tedbir almak gerekir. Benim elimde bir garanti mi var, kanser olmayacağıma dair. Tabi ki de yok! Bu yüzden her gün kanserden korunmak için zerdeçal, sarımsak ve çörek otu yiyorum. Sizde Kanserden korunmak istiyorsanız bu bitkileri tüketmelisiniz.” Dedi. 

Haber: Çağrı SARIER

25 Şubat 2013 Pazartesi

DR. ÖMER COŞKUN TÜM TÜRKİYE'Yİ UYARDI



Bilimsel çalışmalarıyla “bitkilerin şifresini çözen adam” lakabını alan Türkiye'nin ilk ve tek Herbalist Akademisyen Doktoru Ömer Coşkun tüm Türkiye’yi sahte bitkisel gıda takviyeleri hakkında uyardı. Bitkisel ürünlerle ilgili her gün basın yayın kuruluşlarında olumlu olumsuz haberlerin çıktığına değinen Doktor Ömer Coşkun, vatandaşın; tabiri caizse sapla samanı nasıl ayırt edeceğini anlattı.

Doktor Ömer Coşkun; “ bitkisel ürünlerle ilgili her gün basın yayın kuruluşlarında değişik haberler çıkıyor, bazen olumlu, bazen olumsuz. Peki, vatandaş sapla samanı nasıl ayıracak? Doğruyla eğri nasıl ayrılacak? Bu konudaki ölçünüz şunlar olsun; ilk olarak, bitkisel ürünler saf olmalı yani kesinlikle içine kimyasal içerikli, sentetik içerikli hiçbir şey konmamalı. Örnek veriyorum Çin’de bazı bitkisel ürün diye yutturulan, satılan ürünlerin içine kortizon konuyormuş. Bazıların içine parasetemol gibi ağrı kesici maddeler konuyormuş. Bazı bitkisel ürünlerde örneğin; zayıflama ürünü diye tamamen bitkisel diye satılan ürünlerin içine sibutramin koyan uyanıklar var. O yüzden bir bitkisel ürünün içeriğinin % 100 doğal olması çok önemlidir. Yani bir ürün size masum olarak tanıtılıp halbuki arkasında başka ticari gayeler güdülüyor olabilir. Bu hususa dikkat etmeniz gerekir.  İkinci olarak, X ürünü satan insan, kurum, firma her an, her gün ulaşabilecek noktada mı? Devlet denetliyor mu? Siz istediğinizde kapısını çalıp, üretim yerini görebiliyor musunuz? Yani firma şeffaf mı? Bunlar önemli ölçütlerdir. Özellikle internetten satılan bitkisel ürünlere çok dikkat edin acaba bu site internet sitesi bir sabit telefona sahip mi? Bu firma bir fabrika adresi, üretim yeri adresi veriyor mu ya da göz önünde mi, ulaşılabilir mi? Bir diğer ölçütümüz ise bitkiler stilize edilmiş mi? Avrupa birliği monograflarına uygun mu? Farmakopasilere uygun mu? Türk standartlar enstitüsüne uygun mu? Tarım bakanlığının izin verdiği bitkiler mi? Bütün bu sorulara cevap bulabiliyorsanız o bitkisel ürünü gönül rahatlığı içinde kullanabilirsiniz. “ dedi. 

22 Şubat 2013 Cuma

DOKTOR ÖMER COŞKUN YANIŞ BİLİNEN DOĞRULARI DÜZELTMEYE DEVAM EDİYOR


Ülkemizde hemen her şeyin merdiven altı üretimi yapılmakta. Fakat bu merdiven altı üretimler gıda maddelerine karışında iş biraz daha ciddileşiyor. Dr. Ömer Coşkun doğru olarak bildiğimiz bazı yanlışlar hakkında tüm Türkiye’yi uyardı.

Dr. Ömer Coşkun; “diyelim ki çorbanızın içine bir baharat koydunuz. Hadi, ben biliyorum baharatın nereden alınacağını, nasıl toplanacağını ama diyelim ki siz gittiniz herhangi bir yerden bir baharat aldınız. Allah korusun merdiven altı üretimse, nemli yerde sakladıysa içinde mantarlar olabiliyor. Aflatoksin gibi başta karaciğeri, mideyi etkileyen korkunç zehirler olabiliyor. O yüzden mutfağınıza soktuğunuz her şeye dikkat edin yoksa gıda alayım derken, besleneyim derken ülser, kanser, siroz gibi hastalıklara yakalanabilirsiniz. Bir aflatoksin, bir insanı siroz yapmaya yeter. Bu kadar tehlikeli bir toksindir aflatoksin. Normalde düşünün, bir kırmızıbiber dışında parlak bir zar var, bir kabuk var. Bunu öğüttüğünüzde ya da üretici öğüttüğünde eğer dış zemini açık bir yapı varsa yani merdiven altı diye tabir ettiğimiz;  tozlu, pis, nemli bir ortamda tutuluyorsa bunun içine giren maddeler maalesef gözle görülmüyor.  Göremediğiniz küfe karşı, görmediğiniz zehre karşı ne yapacaksınız? İlk olarak üreticinize dikkat edeceksiniz. Satın aldığınız yere dikkat edeceksiniz. Kullanırken tadında her hangi bir değişiklik varsa kullanmayacaksınız. Bir örnek vereyim; benim annem çok tutumlu bir kadındır. Ekmek hani nadiren de olsa küflenir ya, annem o ekmeğin küflü yerini keser gerisini yedirirdi bize. Yanlış! Ekmeğin bir ucu bile küflense atacaksın hepsini neden? Maalesef gözle görünmeyen o küf ekmeğin her tarafına nüfus etmiş olabilir, buna karşı tedbir alın.” dedi.

KİMYASAL İLAÇLAR BİTKİLERE KARŞI!


Antidepresan ilaçlar zararlı mı?
Bayburt üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak 20 yıl yaşadığı depresyon sonucu intihar etti. Eş Sibel Budak; “Başaramadım diyerek banyodan çıktı. Elbiselerinden sular akıyordu. Balkona doğru yöneldi ve atladı.” dedi. İntihar eden Bayburt üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak’ın ailesi 20 yıldır depresyondan ilaçlarla kurtulamayan eşinin ölümünü zayıflamak için kullandığı bitkisel ürünlerden olduğunu iddia etti.

Sabah gazetesinin 30.01.2013 tarihinde verdiği habere göre Prof. Dr. Gökhan Budak depresyon ilaçları ile bitkisel ilaçları aynı anda kullandığı için intihar ettiğini iddia ediliyor. Fakat asıl sorulması gereken soru gözden kaçıyor.

20 yıldır Gökhan Budak anti-depresan ilaçlar kullanıyordu fakat iyileşemedi. Bu da yetmezmiş gibi bir de depresif bir ruh haliyle intihar etti. Burada gözden kaçan durum ise 20 yıldır antidepresan ilaçlara bağımlı bir şekilde yaşayan Prof. Dr. Gökhan Budak neden 20 yıldır iyileşmedi ve neden intihar etti? Kullandığı kimyevi ilaç ile kullandığı bitkisel ürünün laboratuar raporu olmadan bu tür iddialarda bulunmak akıllara başka sorular getirdi.

Bu işin içinde bir iş var!
Ülkemizdeki ilaç pazarı ile ilişkili önemli bir nokta ise dışa bağımlılıktır. Türkiye ilaç üreten bir ülke olmanın çok uzağındadır ve ilaç pazarının çok önemli miktarını ithalatla sağlamaktadır ve miktar her geçen yıl artmaktadır. IMES-Türkiye verilerine göre 2003 yılında 14 milyon 138 bin kutu antidepresan tüketilirken, bu rakam 2006 yılı verilerine göre 22 milyon 651 bine, 2007 yılında ise 26 milyon 246 bine çıkmıştır. Türkiye İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasının (İEİS) verilerine göre ise 2002 yılında toplam 789 milyon kutu ilaç tüketilmiştir ve toplam ilaç pazarı 4,8 milyar TL’dir. Ancak 2008 yılının verileri incelendiğinde ilaç tüketimi kutu bazında 1.379 milyara ve ilaç pazarı da 12,1 milyar TL’ye ulaşmıştır (İEİS 2009). Bu kadar büyük bir Pazar, kendisi hakında olumsuz bir haberin ne kadar yaptırma yanlısı olur, elindeki gücü ne kadar kullanır artık bilemeyiz! Farklı bir anekdot ise ülkemizin son 1 yıl içerisinde 50 milyar liralık depresyon ilacı satın aldığını biliyor muydunuz?

Bu ne demek oluyor?
Bu şu demek oluyor; dünya üzerinde milyar dolarlık bir kimyasal ilaç pazarı var demek oluyor.  Ayrıca 20 yıldır iyileşmeyen bir hasta söz konusudur. Bu kişi hem depresif ruh halinden kurtulamıyor hem de aynı ruh haliyle intihar ediyor. Haber konusu olmasının sebebi, bitkilerle kimyasal ilaçları kullanmış olması değil de 20 yıldır antidepresan kullanıp neden iyileşmemiş olması sorgulanmalıdır. Fakat Türkiye’nin önde gelen medya grupları tarafından bu husus sorgulanmıyor. Olay farklı boyutlara taşınmak isteniyor.

 Prof. Dr. Gökhan Budak’ın intihar olayı ile bu olayı medyanın işleyişi birleştirince; sonuç çok kafa karıştırıcı oluyor. Yani bu olaylar birleşince bitkilere karşı bir kötüleme çabası olduğu anlaşımlaktadır. Nedeni ise aslında çok basit! Sadece biraz düşünmek gerekiyor. Milyar dolarlık ilaç endüstrisinin yaptığını, bitkiler daha ucuz ve daha hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Fark edersiniz ki hiçbir medya grubu bu konuyu irdelemez veya irdeleyemez. Acaba neden!

Bitkilerle kimyasal ilaçlar etkileşir mi?
Hepinizin aklına düşen bir sorudur bu. Prof. Dr. Gökhan Budak’ın intihar haberi ve medyanın bu duruma yaklaşımı, aklımıza kimyasal ilaçların bitkisel ürünlerle etkileşimi olup olmadığı sorusunu getiriyor. Kimyevi ürünler ile bitkisel ürünler arasında bir etkileşim tabi ki de söz konusudur. Ama hangi bitki ile hangi kimyevi ürünlerin etkileştiği sıradan bir vatandaş için tam bir muammadır. Nedeni ise fitoterapinin ülkemizde daha yaygın bir şekilde kabul görmeyişidir. Çoğu insan bitkilerin faydasını bilmektedir fakat yukarıda da belirttiğimiz gibi bazı çıkarcı iş ortakları açısından bitkilerin faydalı olduğunun bilinmesi işlerine gelmiyor. Bu yüzden de gündemde sürekli bitkilere karşı olumsuz bir önyargı oluşturma çabaları söz konusudur. Birçok fitoterapi uzmanı insanlara önemli olduğunu düşündüğü hastalıklar için bitkileri kendi kafalarına göre kullanmamasını önermektedirler.

Çin’den Almanya’ya kadar birçok dünya ülkesi bitkisel gıda takviyelerinin önemini bilmektedir. Biz de ise bitkiler ilaç sanayisini olumsuz yönde etkileyeceği için bitkileri kabul ettirmiyorlar. Prof. Dr. Gökhan Budak’ın 20 yıldır antidepresan kullanarak iyileşmemiş olmasını kimse irdelemiyor. Neden? Çünkü büyük paralar söz konusu. Bitkilerin faydalarını tüm dünya kabul ediyor fakat biz kabul edemiyoruz. Bu durum da ayrı bir muammadır.

Bitkiler yüzünden insanlar ölmüş müdür?
Tabi ki de ölmüştür. Fakat bu ölümlerin % 95’i bilinçsiz kullanımdan kaynaklıdır. Ayrıca dünya üzerinde hangi nedenden ötürü ölüm yok ki. Ayağına iğne battıktan sonra ölen insanlar dahi var bu dünyada. Sanki modern tıbbın yöntemleri yüzünden ölen insan yok. En basit örneği, Mehmet Ali Birand. Nur içinde yatsın kendisi. Hastaneye yürüyerek girdi fakat tüm çabalara rağmen hastaneden tabutla çıktı. Yani Keza Müslüm Gürses ‘de yoğun bakımdan çıkamadı. Yukarıda da bahsettiğimiz Bayburt üniversitesi rektörü Prof. Dr. Gökhan Budak’ın haberi bu durumun en güncel örneğidir.

Haber: Çağrı SARIER

REKLAM KURULU DR. MUSTAFA ERASLAN'A ACIMADI


Reklam Kurulu, gıda takviyesi adı altında satışa sunulan çeşitli ürünlerin örtülü reklamını yaptığı gerekçesiyle 2 televizyon kanalını ceza yağmuruna tuttu. Dr. Mustafa Eraslan'ın ...
Reklam Kurulu, gıda takviyesi adı altında satışa sunulan çeşitli ürünlerin örtülü reklamını yaptığı gerekçesiyle 2 televizyon kanalına toplam 325 bin 444 lira idari para cezası verdi. Kurul, tüketicileri aldatıcı ve yanıltıcı nitelikteki gıda takviyesi ürünü reklamları yapan 10 şirkete de idari yaptırımlar uygulanmasını kararlaştırdı.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetim Genel Müdürlüğü Reklam Kurulu, son zamanlarda artan şikâyetler ve başvurular üzerine, içeriğinde bitkisel bileşenler bulunan ve 'gıda takviyesi' adı altında ithal edilen ya da yurt içinde üretilerek satışa sunulan ürünlere yönelik reklamları mercek altına aldı. 

Başta yerel ve ulusal düzeyde yayın yapan televizyon kanalları ile internet olmak üzere muhtelif mecralarda yayımlanan ticari reklam ve ilanları inceleyen Kurul, gıda takviyesi adı altındaki ürünlerin reklamlarında, söz konusu ürünlerin, kilo vermeye veya almaya yardımcı olduğu cinsel performansı artırıcı özellikleri bulunduğu ve başta kanser olmak üzere, kolesterol, şeker, romatizma, tansiyon, sedef, egzama, kalp, karaciğer, üriner ve genital sistem rahatsızlıkları gibi birçok hastalığı önleyebildiği yönünde etkilere sahip olduğunun iddia edildiğini belirledi.
Kurul üyeleri, gıda takviyesi kapsamındaki ürünlere ilişkin reklamların, ilgili mevzuatta bahsedilen; 'gıda ürünlerinin benzerlerinden üstün olduğu ve bu ürünlerin çeşitli hastalıkları önleyebileceği ya da tedavi edebileceği yönünde bildirim veya imada bulunmayı yasaklayıcı hükümler' ile 'Reklam ve ilanların kanunlara uygun olması, tüketicileri yanıltıcı ve anlam karışıklığına yol açıcı eksik ve abartılı bilgilere yer verilmemesi, kamu sağlığını bozucu nitelikte olmaması' şeklindeki hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini tespit etti.

Programlara konuk olup reklam yapıyorlar
Diğer taraftan, özellikle son zamanlarda başta televizyon olmak üzere radyo, gazete ve internet gibi mecralarda yayınlanan haber ve diğer formattaki programlarda, bu tür gıda takviyelerini üretip piyasaya sunan kişilerin konuk edilmesi ve bu kişilerin söz konusu ürünleri adeta her hastalığa bir çareymiş gibi gösteren övücü açıklamalarına yer verilmesi suretiyle, gerek gıda takviyelerinin gerekse bu gıda takviyesini üretip pazarlayan kişilerin örtülü bir şekilde reklamının yapıldığı da belirlendi.

Bu tür örtülü reklamlardan dolayı Dr. Mustafa Eraslan'ın katıldığı 'Doktorunuz Sizinle' isimli sağlık programının 4 farklı bölümünden dolayı Kadırga TV adlı kanalın sahibi olan Öz Karadeniz Televizyon ve Radyo Yayın AŞ'ye 29 bin 580 lira, yine Dr. Mustafa Eraslan'ın konuk olduğu Mesaj TV'de yayınlanan aynı isimli programın 4 farklı bölümü için Orta Anadolu Mesaj Televizyon ve Radyo Yayın AŞ'ye 295 bin 864 lira idari para cezası verildi. Kurul ayrıca söz konusu reklamları durdurma cezası verilmesini de kararlaştırdı.
Bu konuda idari yaptırım uygulanmasına karar verilen 10 firma ile verilen cezalar şöyle:


     FİRMA
 ÜRÜN
       MECRA
YAPTIRIM
Seka İlaç Paz. Gıda 
M-Sure
www.kisirligason.com
Reklam durdurma
Çakırmelikoğlu Meşrubat Dağıtım 
Mixy
www.mixy.com.tr
Reklam durdurma
Şifa Market
Yeşilex
www.sifamarket.com
Reklam durdurma
İ. Kaan Bingöl
Bal
www.baglarbal.com
Reklam durdurma
Mısır Çarşısı Baharat 
muhtelif
www.evimineczanesi.com
Reklam durdurma
Diva Elektronik 
Supratall        boy uzatıcı
www.supratall.tk
Reklam durdurma
Asr Gelişim 
Supratall boy uzatıcı
www.supratall.in
Reklam durdurma
TVshop Sanal Mağazacılık Şirketi
Supratall boy uzatıcı
www.tvshop.com.tr
Reklam durdurma
MMC Natural Pazarlama 
Muhtelif
www.calivita.com.tr
Reklam durdurma
MHT Pazarlama-İhsan Çetin
Clavis Panax
Gazete
Para Cezası
73.966 TL
Kaynak: AA


ÖRTÜLÜ REKLAMA BÜYÜK CEZA


Reklam Kurulu geçen yıl ekim ayı içinde
“şifalı bitkiler” adı altında 
Dr. Mustafa Eraslan’ın yer aldığı “Doktorunuz Sizinle” programıyla örtülü reklam yapan Mesaj TV’ye tam 640 Bin Türk Lirası ceza verdi.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetim Genel Müdürlüğü Reklam Kurulu, “Doktorunuz Sizinle” adlı programın ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu oy çokluğu ile kabul etti. 

Reklam Kurulu’na her ay gelen şikayetleri değerlendiren kurul üyeleri bu programların durdurulması kararını da aldı. 

21 Şubat 2013 Perşembe

YRD. DOÇ. DR. ÖMER COŞKUN UYARIYOR


Doktor Ömer Coşkun Şifalı Bitkiler Hakkında Tüm Türkiye’yi Aydınlatmaya Devam Ediyor
Türkiye’nin ilk ve tek akademisyen doktoru olan Dr. Ömer Coşkun bitkilerin şifresini çözmeye ve bu şifreleri tüm Türkiye ile paylaşmaya devam ediyor. Kemik erimesi hastalığına iyi gelecek bitkilerin yanı sıra şeker hastalığında pankreasın insülin üretmesine yardımcı olan bitkilere kadar bir çok bitki ve sağladığı faydaları açıklıyor.


Kemik Erimesi’ne DOĞAL Çözümün Sırrı
Doktor Ömer Coşkun 16 yıldır kemik erimesi çeken bir hastanın dermanını hangi bitkiler sayesinde bulduğunu açıkladı. Adalet Yılmaz 16 yıldır kemik erimesi çeken bir hastaydı. Adalet Yılmaz’ın hemoglabin değeri 8 iken şifalı bitkilerle 32’ye yükseldi. Dr. Ömer Coşkun kemik erimesi rahatsızlıklarına bire bir deva olan bitkileri; kırk kilit otu, devetabanı bitkisi, kuzukulağı bitkisi, civanperçemi ve aslanpençesi olarak sıralarken Adalet Yılmaz ise sağlıklı hayatının tadını çıkarıyor.


Doğal Ağrı Kesicinin Adı “HODAN”
Hodan bitkisinin altını çizen Ömer Coşkun, “hodanın içerisinde GLA var. Bu çok önemli bir husustur. Bu bitkiyi MS hastalarına, şeker hastalarına ve romatizma hastalarına doğal arı kesici özelliği olduğu için önerebiliriz” dedi.
Şeker hastaları içinde önemli bilgiler veren Dr. Ömer Coşkun, şeker sorunlarına doğal insülin etkisi yapacak bitkiyi de açıkladı. Bu bitkinin adı ise “bodur otu”. Dr öerm coşkun şeker hastalarına odur otunu önerirken, bitkinin önemini anlattı: “Bodur otu bitkisi insanın vücudunda ne var ne yok atabiliyor. İnsan vücudundaki sıkıntılı durumları, zehirleri atmakta yardımcı oluyor. İnsülin üretiminde yardımcı olması bodur otunun en büyük özelliğidir. Şeker hastaları için çok çok önemli bir çaydır bodur otu çayı.

ŞEKER HASTALARI DİKKAT!


Moderntıbba destek amaçlı bitkisel gıda takviyeleri formülize eden, Türkiye’nin ilk ve tek herbalist Akademisyen Doktoru Ömer Coşkun, şeker hastaları için tamamen doğal, bitkisel gıda takviyesi programı oluşturdu. Birçok bitkiden oluşan bu programda; ozon yağı, panax, çoban çökerten, ebegümeci ve ökse otu bitkilerinden oluşmakta.

Şekerhastalığına bağlı ayakaltındaki yanmalar için ozon yağını öneren Dr. Ömer Coşkun, kalp damarlarındaki tıkanıklar için panax ve çoban çökerten bitkisini önerdi. Ebegümecili çay ile ökse otlu çay; şeker dengesini sağlamanın yanı sıra hem moralinizi yüksek tutmanıza hem de keyfinizi arttırmada yardımcı olur, diye devam etti. 

19 Şubat 2013 Salı

DOKTOR ÖMER COŞKUN BİTKİSEL GIDA TAKVİYELERİ İLE KİMYASAL İLAÇLARIN ETKİLEŞİMLERİ HAKKINDA UYARIDA BULUNDU.



Türkiye’de bitkiler hakkında birçok bilimsel araştırmaları olan Doktor Ömer Coşkun, bitkisel gıda takviyeleri hakkında önemli bir noktaya değindi. Örnek olarak kanser hastalarını ele alan Dr. Ömer Coşkun, kemoterapi ile bitkisel ürünlerin etkileşip etkileşmediğinin bilinmesi gerektiğinin önemini vurguladı. Kullanılan kimyasal ilaçlar faz1, faz2, faz3, faz4 gibi aşamalardan geçerek üretilir ve ruhsatlandırılır diye devam eden Dr. Ömer Coşkun, ilaçlarla bitkiler birbirlerinin alternatifi olarak kullanılmayacağının da altını önemle çizdi.

Kendi Kafanıza Göre İlaç İçmeyin!
Ülkemizde sık sık herkes kendi doktorluğunu yapıyor. Doktora danışmadan ilaç alıyor, komşusuna iyi gelen ilacın kendisine de iyi geleceğini düşünüyor. Doktor Ömer Coşkun bu yaklaşım tarzının yanlış olduğunu belirterek ekledi:

“Yani siz bir tansiyon ilacı alıyorsanız bunu doktor kontrolünde almanız gerekir ve doktor kontrolünde bırakmanız gerekir. Eğer bırakılması gerekiyorsa bununda ölçüsü diyelim ki 10 gün bir kâğıda ölçtürdüğünüz tansiyonu yazınız. Büyük tansiyon şu küçük tansiyon bu diye. Bu kâğıdı doktorunuza göstererek fikir danışın, doktorunuz gerekirse ilacı değiştirebilir veya kesebilir. Kendi kafanıza göre şu ilacı keseyim, bu ilaca başlayayım, komşum şu ilacı kullanmış ona iyi gelmiş bende kullanayım şeklinde yaklaşımlar bilimsel değildir ve size zarar verebilir. Lütfen bu hususlara dikkat edin. Bir başka önemli husus hastalıkları teşhis etmek ve tedavi etmek sadece doktorlara verilmiş bir yetkidir. Doktor olmayana kişilere teşhis koydurmayın, gidip hastalıklarınızı anlatmayın. Hani bir söz vardır ya halk arasında; yarım doktor candan eder diye o yüzden sadece doktorlar teşhis koymalıdır.” dedi.

DOKTOR ÖMER COŞKUN'DAN İŞ ARAYANLARA AÇIK DAVET



Kendisinin hazırlayıp sunduğu “Hastaların Dilinden” programında Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun önemli bir hususa dikkat çekti. Türkiye’de işsizlik sorunlarının artmasının altını çizen Dr. Ömer Coşkun, ev hanımlarını ve öğrencileri şifalı bitkilerin mucizevî dünyasına tanıklık etmesi için davet etti. Bitkisel gıdalar hakkında ev hanımları ile tıp öğrencilerine kurs verme planlarından bahseden Dr. Ömer Coşkun, kurstan başarıyla ayrılanlara kendisinin finanse ettiği bir bayilik vermeyi düşünüyor. Yıllardır Türkiye’nin işsizlikle boğuştuğunu belirten Dr. Ömer Coşkun, alın size fırsat gelin öğrenin ve kazanın dedi.

Dr. Ömer Coşkun; “bıraksalar şu ülkede ekranlarda halk ilaçları kursu vereyim, kurs ya bütün ev hanımları toplanın ekrana size ben 20 günlük bir kurs vereyim her gün 2 saat dinleyin, not alın sonra gelin bir sınav yapayım, Milli Eğitim Bakanlığından da izin alalım. Size bir kurs belgesi dağıtayım sonra her biriniz gidin kendi bulunduğunuz sokakta, ilçede, ilde neyse yer açın. Orayı da ben finanse edeyim, kirasını vereyim, tabelamı asayım, vergi levhasını koyayım. Siz ne muhasebeciyle uğraşın, ne de başka bir derdiniz olsun. Hadi 800 lirada ayda maaş vereyim işsiz bir tane ev hanımı kalmasın bu ülkede. Benim hedefim bu. Yıllar var ki siz hanımların bu işi sahip çıkmasıyla avunuyorum. Dünyanın en büyük güçlerinden biri ev hanımlarıdır, ikinci büyük güç öğrenci hareketleridir, öğrencilerdir. Ey tıp öğrencileri Cerrahpaşalılar, Çapalılar, Hacettepeliler, Marmaralılar… Koşun ayda 800 lira burs veriyorum. Ne karşılığında, benim hastalarımla ilgilenme karşılında. Gelin hem staj yapın hem ayda 800 lirayı kazanın."diyerek bitkilere gönül vermiş herkesi iş yapmaya davet etti. 

18 Şubat 2013 Pazartesi

DR ÖMER COŞKUN ŞİFALI BİTKİLERİN ŞİFRESİNİ ANLATIYOR



Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun MS rahatsızlığı olan bir hastasına bilgi verirken ökse otundan hodan ardıç yağına, kırk kilit otundan çörek otuna kadar bir sürü bitki hakkında kilit bilgiler verdi. Ökse otunun ve ardıcın “Multi Skleroza” hastalığına iyi geldiğinin altını çizen Dr. Ömer Coşkun,  güzel bir cildin sırrını ise “hodan çiçeği” ile doğal yoldan elde edilebileceğini söyledi.



Ökseotu Hakkında Bilmediğiniz Her Şey
“Ökse otu, kanserde neredeyse ilk ona giren müthiş bir bitki. Bu bitki cildi güzelleştiriyor, detox zehri atıyor, idrar söktürüyor, böbrek temizliyor. Şu bitki ökse otu dünyanın en şifalı otlarından biri Ms’te yani Multi Skleroza’da ilk ona girer bu bitki. “ dedi.


Multi Skleroza Çaresiz Bir Hastalık Değil!
“Multi Skleroza çaresiz bir hastalık değildir! Çaresi ardıç yağı. yağ için bir tatlı kaşığı sabah öğlen akşam Ms hastaları için şifadır. Güzel bir ardıç yağı iyi üreten bir üreticiden bir alacaksın ve içeceksin. Sonra kendindeki değişimi izle..



Çörek Otu İç Şifadır!
Çörek otu; iç şifadır. Ölümden başka her şeye devadır. Hodan; Cilt içindir. Hodan niye benim cildimde yok, niye yok? Bu kadar stresin arasında her gün tabutu çakılmış yüzlerce insanın raporu arasında eğer ben kanser olmuyorsam bunu hodana, ökse otuna, kırk kilit otuna, önümdeki çörek otuna borçluyum. Eğer ben bu kadar stresin arasında damar tıkanıklığı yaşamıyorsam işte bunu çoban çökerten yani Panax’a borçluyum.



Altın Otunun Sırrı
Altın otu, Altın kadar değerli bir ot. İntihapta bir numara, böbrek sıkıntılarında bir numara.






16 Şubat 2013 Cumartesi

DOKTOR ÖMER COŞKUN MİDE KANSER HAKKINDA TÜRKİYE’YE ÖNEMLİ BİR KARIŞIM ÖNERDİ



Türkiye’nin İlk ve Tek Akademisyen Doktoru Ömer Coşkun, çok çarpıcı açıklamalar yaptı.  Mide kanseri rahatsızlığı olanlara alternatif yollar sunarak, modern tıbba dertsek verdi. Kanserin tüm dünyada önemli bir rahatsızlık olduğunun altını çizen Ömer Coşkun, modern tıbba destek olduklarını fakat onların kendilerine köstek olduğunun altını çizdi ve mide kanseri için herkesin evinde hazırlayabileceği önemli bir karışım formülü verdi.

Yrd. Doç. Dr. Ömer Coşkun; “ biz her zaman diyoruz ki kanserin K’sini duyduğunuzda tedbir alın.  Mide kanserinin en önemli belirtisi aşırı kilo kaybıdır. Bakın çok kısa zamanda aşırı kilo kaybediyorsanız 10 kilo 15 kilo 20 kilo bir ayın içinde kaybettin mi hemen doktora koş! Kanserde en önemli şey erken teşhistir,  erken teşhis hayat kurtarır, erkenden müdahale edilirse tedavi başarısı daha yüksektir.”

“Allah rızası için yani şüphesi bile olsa doktora gittiğinizde kanser şüphesi bile olsa hemen ek gıdalara başlayın, ne gibi? Çörek otu gibi, kudret narı gibi, kurt pençesi gibi, deve dikeni tohumu gibi ek gıdalara başlayın.  Ya Doktor Bey kanserle gıdanın arasında nasıl bir ilişki var demeyin! Bakın 2008 dünya kanser kongresi Antalya’da yapıldı oranın 1. Gündemi neydi biliyor musunuz? Kanser hastalarına besin olarak buğday özü verin yani rüşeym verin, 1 gündem maddesi buydu Antalya’da. Ben bugüne kadar yüzlerce bilimsel kongreye katıldım burada konuşulanlar halka aksetmiyor, reçetelere yazılmıyor, gazetelerde çizilmiyor, televizyonlarda anlatılmıyor yani Pazar yerindeki bir kudret narı çoğunuz bilirsiniz kudret narını. Böyle sarı, turuncu, kırmızı, yeşil değişik renklerde kudret narı diye bir meyve vardır ya da sebze vardır. Bunu zeytin yağına koyun 10 gün kadar bekledin dünyanın en güzel şifalı yağlarından biri olur ya da küçük, küçük kesin pekmezle karıştırın dünyanın en güzel macunlarından biri olur kudret narı. Mide kanserinin bir numaralı bitkisidir. “

Haber: Çağrı SARIER

14 Şubat 2013 Perşembe

TEKİN AKMANSOY SON YOLCULUĞUNA UĞURLANDI


Kalp ve akciğer yetmezliği sonucu hayatını kaybeden sinema ve tiyatro oyuncusu Tekin Akmansoy son yolculuğuna uğurlandı.

Tekin Akmansoy için ilk tören Şişli Belediyesi Kent Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Akmansoy'un cenazesi daha sonra namaz için Teşvikiye Camii'ne götürüldü.

Cenaze namazına İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Koç, Sanatçı Mustafa Alabora, Atilla Saral, Orhan Gencebay, ve çok sayıda ünlü katıldı.

Akmansoy, öğle namazına mütakip kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Kaynak:  Ajanslar